Arda'nın Doğum Filmi

Hayatımın en güzel günlerine bir tanesi daha eklendi...
Bu güzel video için,Kısabifilm' çoookk teşekkür ederim.İyi seyirler:)




Baby Shower Partim

Merhabalar,

İkinci kez anne olurken,kutlamalara bayılan ben,tabii ki bunu da kutlamak istedim ve bitanecik annemin sayesinde harika bir Baby Shower Partim oldu :)

Partimin resimlerini sizlerle paylaşmak istedim.Videoyu izlemek için ise,Youtube kanalıma tıklayıp,BabyShower videomun açıklamalar bölümünden,link'e ulaşabilirsiniz:)

Resimler: MELİS AKPOLAT PHOTOGRAPHY

Organizsyon:DREAM POMPONS 

Video:KISA Bİ FİLM 

Mekan:La REİNE cafe

Herkese çooookkkk teşekkür ederimmmmmmm :)






























Emzik bırakma hikayemiz



Emzik,emzik,emzik…

Ne büyük buluş,ne büyük rahatlık.Çocuklar doğar doğmaz ağızlarına verilip,itinayla alıştırılmalı bence :)Halbuki Emir’e ilk kez emzik verirken ne ağlamıştım.Lohusalık değil mi işte,emziği kıskanmıştım bildiğiniz ve sanki yanlış birşey yapıyormuşum gibi gelmişti.Sonra faydalarını gördükçe,aşık oldum kendisine.Susturucu,sakinleştirici,uyutucu,bir bebeği büyütürken ihtiyacın olan herşey :) Hele bir de Emir’İn emziği emerken çıkardığı bir ses vardı.Ah nasıl bir ses o.Nasıl bir tatlılık.Bir emzik bir çocuğa bu kadar mı yakışır derken,iki seneyi devirdik birlikte.



Bu konuda tek dikkat ettiğim şey,özellikle 1 yaşından sonra,emziği sadece uykuda vermek oldu.Gün içinde sakinleşmesi kullanmadım.O sadece bizim uyku arkadaşımızdı.Bırakma konusunda ise,hiç aceleci olmadım,çünkü istemedim :)Yazdıklarımdan da anlayacağınız üzere,Emir'in emziğe bağlı olduğu kadar,benim de bir bağım vardı kendisine.Emzik benim için,Emir’in bebekliğini temsil ediyordu,biraz daha dursundu.Hem sorduğum pedagog ‘acelesi yok,3 yaşına kadar bırakmaması bir sorun yaratmaz’ demişti.E harikaydı o zaman.Hem Emir emzikle çoook kolay uyuyordu,hem de zamanı gelince bırakırdı.

Sonra 10 Mart gecesi,Emir’i babası yatırdı,emzik vermeyi unutmuş.Ben yanına kitap okumaya gittim,ben de farketmedim.Salona döndükten sonra aklıma geldi,tam emziği aldım odasına gidiyordumki,durdum.Baktım Emir emziğini sormuyor,geri döndüm,oturdum.Acaba mı dedim?Bir denesek mi?Bir cesaret anında bir karar verdim.Bu gece Emir emziksiz uyursa,bir daha vermeyecektim.O gece Emir ilk kez emziği olmadan uyudu.Resmen uyudu.Gece uyanıp ister diye düşündüm,istemedi.



Bende fırsat bu fırsat,hiç aklımda yokken,tamam dedim,’bu çocuk hazır,o hazırsa ben de hazır olmalıyım,ne olursa olsun dönmek yok,bir yola girdik’ diye kendimi telkin ederken,ertesi gün öğlen uykusunda emziği tekrar sormaması ile ben şaşırmalarıma devam ettim.Sıra geldi,akşam uykusuna.Yatğına yatınca,emziğini istedi.Buna cevabım hazır değildi,hiç bir şey düşünmemiştim,bende ilk aklıma gelen şeyi söyledim.

‘Annecim,emzikler gitti.Baktılarki sen çoook büyümüşsün,abi olurmuşsunibiz artık bebeklere gidelim dediler ve gökyüzüne uçtular.Artık Emir bebek değil,emziğe ihtiyacı yok dediler.Güle güle emzikleeeer’ dedim,gökyüzüne el salladım.

Güle güle dedi,o da el salladı.Ben abi oldum dedi.Adam dünden razıymışşşş! O günden sonra emziği sormadı.Zorlanmayacağımızı tahmin ediyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum.

Ondan sonraki bir haftamızda,uykuya geçişlerimiz biraz uzun sürdü,fakat yinede emziğimi getir demedi.10 gün sonra gece üstünü örterken,uykususunda eliyle yatağındaki oyuncağını emzik sanıp ağzına götürdüğünü gördüm,sonra olmadığını anlayıp geri çıkardı.Ben kahroldum,niyeyse:)Duygulanıcak yer arıyorum ya:))İçim parçalandı,kendi kendine mücadele ediyordu,minicik haliyle.

Sonra Lou Lou çocuk kitaplarını serisi aklıma geldi.LouLou anaokuluna başlıyor isimli kitap,okula alışma döneminde bize çok yardımcı olmuştu,’aferim LouLou,emziği bıraktı’ diye bir kitabı olduğunu hatırladım.Gittim aldım,her gece onu okumaya başladık.Çoook hoşuna gitti,kendiyle gurur duydu,iyice ikna oldu.




Hepinize tavsiye ederim,çocukların geçiş dönemleri için yardımcı 4 tane kitabı var LouLou’nun,hepsi kısa ve öz olarak olayları anlatıyor.Bizimki hepsine bayılıyor.Sadece tuvalet eğitimi kitabını henüz okumadık,çünkü şuan koca göbeğimle,o eğitimi vermeye pek hazır değilim:)

Ondan sonraki hafta Emir ateşlendi.Uykuları iyice birbirine girdi,zor bir hafta geçirdi,o hafta onu sakinleştirmek ve kolay uyumasını sağlamak için emziğe elim en az 3-4 kere gitti.Emir de zorlanıyordu ama kuzum ses çıkarmıyodu.O bu kadar güçlüyken ben niye güçsüzlük yapıyorum ki diye kızdım kendime.Hem eğer 15 gündür emzik almayan çocuğa istemediği halde emziği tekrar verirsem bir daha asla bıraktıramazdım biliyordum.

Hastalıklar geçti,uykular düzene girdi,bugüne kadar Emir 2-3 kez gece yatarken ‘emziklerim bebeklere uçtu,dimi annesiii?’ diyerek gökyüzüne el salladı,o kadar.

Biz bir aydır emzik kullanmıyoruz.Sonunda ben de durumu kabullendim ve hepsini çöpe attım.

Oğlum bir kez daha büyüdü.Bir basamağı daha çıktı ve bunu çooook kolay bir şekilde yaptı.Sanırım herşeyin bir zamanı var.Doğru zaman gelince herşey kendiliğinden ve kolayca oluyor.Eğer zorlanıyorsak,hemen vazgeçmiyorsak ama gerçekten zorlanmaya devam ediyorsak,belki de daha doğru zaman değildir?Siz ne dersiniz?
Umarım tuvalet eğitimiz de böyle kolay geçer :)

Herkese sevgiler….

Bu bir iç dökme yazısıdır


Ana okuluna başlamasıyla,son 1 aydır bitmeyen hastalıklar,hastalıklar sebebiyle karşılıklı bozulan sinirler ve bozulan sinirler sebebiyle hem fiziksel hem psikolojik yorgunluk...Yine okul dolayısıyla her gün değişen  duygu durumları,inatlaşmalar ve tüm bunlara göğüs germeye çalışan hamile,hormonal,bitik ve tükenmiş bir anne...

Çocuk sahibi olmak,insanın kendine uyguladığı en büyük testlerden biri sanırım.Sabrın en son nereye kadar devam edebileceğini ve gerçekten nasıl bir insan olduğunuzu görmeniz için,çocuk sahibi olmak şart!Bu sanki evrenin bir tür bizimle dalga geçme şekli.Bu kadar sevip bu kadar sizi zorlayan bir varlık nasıl var olabiliyor hala anlamış değilim.Sanki bu kadar zorlayacağı için,içimize ekstra ve normal olmayan bir sevgi enjekte ediliyor,böylece ne kadar ağlayıp zırlasanızda,o gıcık varlığa baktığınızda saçma bir şekilde içiniz gidiyor.

Bu tuhaf varlık,sanki sizin tüm zayıf noktalarını biliyor ve ona göre özel olarak üretilmiş gibi...
Uykusuz kalamam diyorsun,en uyku problemli çocuk doğuyor eline...Ağlayan çocuklara tahamülüm yok diyorsun,buyur sana en mızmızı...Benim kurallarım olacak diye atıp tutuyorsan hele,en çok sen uğraşacaksın,çünkü emin ol tüm o kafanda belirlediklerin alt üst olacak,kaba tabirle,tükürdüğünü yakayacaksın,garanti ediyorum.

Geçen hafta yeter dedim,bırakıyorum anneliği çünkü belli ki beceremiyorum.4 gün önce melek olan çocuk,nasıl olurda bir anda bir deliye dönüştü nerede yanlış yapıyorum anlamıyorum?

Dönem dönem Emir'in heyheyleri bizi ziyaret ediyor,biliyorum,genellikle uzun hastalıklar veya değişimler  sonrası oluyor bu durum...Yani kendisine hak vermek için hep bir bahanemiz var anlayacağınız.Anneanne diyorki,hastalık sonrası çocukların huyu değişir,babası diyorki çocuk sıkıldı, biz hastayız diye hep evdeydi,ben diyorum ki okula başladı ne olduğunu anlamaya çalışıyor,başkası diyorki iki yaş sendromu geçer bir kaç güne sakinleşir...E tamamda,kendisinin bu kadar bahanesi var ama bizde bunu kaldıracak kadar sabır var mı?Hepimiz insanız sonuçta,anneyiz babayız diye süper kahramana dönüşemedik.Bir kaç olaydan sonra 'aaa yeter' diyorsun.Onun duyguları,değişimleri,psikoloji var da bizim yok mu?

Adam hasta oluyor,benim canım ondan daha çok acıyor,endişelenmenin son raddesini her saniye yaşayıp kendimi yiyip bitiriyorum,her dediğini yapıp mutlu etmeye çalıyorum,yine sinirleri bozulan her nasılsa o oluyor.

Bana virüslerini bulatırıp perişan ediyor,ayakta durucak halim yokken,o iyi hissetsin diye onu ben yıkıyorum ben yatırıyorum,hayatımıza devam etmeye çalışıyorum ama yinede beyefendinin yeteri kadar kendisiyle ilgilenemedim diye morali bozuluyor.

Okula başlatıyoruz,eğlensin,gelişsin,sosyalleşsin diye...aman bir ilgi bir alaka hepimizde...Sınıfta 100 tane öğrentmen bu veletlerin peşinde dört dönüyor,yok efendim psikologlar duygu durumlarını inceliyor,biz anne babalar,anneanne,babaannler aşağıda hazır ol'da bekliyoruz,olurda moralleri bozulursa hemen müdahale edebilelim diye.Okula nasıl daha kolay alışabileceği ve ne şekilde daha çabuk adapte olabileceği ilgili bir milyon kişi iş birliği yapıp stratejiler geliştirip,çok ciddi toplantılar düzenliyoruz.Fakat ne oluyor?Beyefendi yine mutsuz.E ne oldu da 2 hafta herşey harikaydı,okula zıpyarak gidiyordukda,bir anda ne değişti?

Ben size ne değiştiğini söyleyeyim..Bizim bu kadar hassas davrandığımız,ince düşündüğümüzü ve gözlerinin içine baktığımızı farkedip,bunu bir güzel kullanmaya karar verdi.

Geçen haftalarda bir gün okuldaki halimizi görmeliydiniz..Asansörle yukarı çıkacak,bende aşağıda bekleyeceğim,haftalardır olan şey bu.Fakat o gün Emir nasıl ağlıyor biliyor musunuz?Sanki adamı işkenceye gönderiyoruz,inanın en acılı filmi çeviriyoruz o 5 dakikada.Dışardan görenlerin içi sızlıyor,ben bitmiş durumdayım,Emir'İn önünde ağlamak için kendimi zor tutuyorum,öğretmenimiz psikoloğu çağırıyor,nasıl bir yol izlemeliyiz diye düşünecekmişiz.

Birlikte çıkmaya karar veriliyor.Daha ben asansöre adımımı atar atmaz o işkence gören çocuk gidiyor,artık oyun odasında elinde boyasıyla gülücükler atan,istediğini başarmış bir tip var.Psikolog geliyor,bir kaç şey konuşuyoruz,sonuç olarak suçlu yine ben oluyorum,e tabii şaşırmıyorum,ne yapsam yaranamıyorum sonuçta.Neymiş,ben tabii ki sarılıcakmışım,ilgilenicekmişim ama daha kararlı olacakmışım,benim duygusallığımı kullanıyormuş filan.Ben tabii dayanamıyorum,ağlamaya başlıyorum.Hormonlar işin içindeyken,güçlüymüş gibi gözükemiyorum,elimde olmadan saçma sapan ağlıyorum.

Güle oynaya,öpücüklerlerde çıkıyoruz okuldan,arabaya biniyoruz uyuzlaşıyor yine.Markete gidelim,dedeye gidelim,anneanneye gidelim,arabadan inmiyeceğim,yukarı çıkmayacağım........Ağlıyor ağlıyor.Saçımı başımı yolmak üzereyim,sakin olmaya çalışıyorum,artık sinirden başıma ağrı giriyor.

Hafta sonu geliyor.Emir bu aralar gergin,ben bi değişik bi plan yapıyım diyorum,moral depolasın.Tam iki saatte Florya'ya Aqua Park Akvaryum'a gidiyoruz.Bizim ki çok mutlu,o mutlu ya bende mutluyum.Harika bir gün geçiriyoruz.yine yaklaşık iki saatte dönüyoruz.Yolda uyuyakalıyor bizimki.Elimizde balıklı balonlar ve resimlerimizle eve ulaşıyoruz,haspam uykusunu alamadığı için huysuz uyanıyor.Huysuz ki ne huysuz,hiç bu kadarını görmediğim kadar huysuz.Deliler gibi ağlıyor,beni çarpıntı tutuyor,komşular camdan bakıyor.Bizimki yerde,bildiğin yerde.Ben bu çocuğu tanımıyorum,yemin ederim ki benim değil!Hamileliğim ilerlediği için,kucağıma alıp yukarı da çıkaramıyorum,belim ve karnım taşımıyor artık 14 kiloyu.Bir şekilde çığlıklarla çıkıyoruz yukarı,eve geldiğimizde ağlamaya devam ediyor.Yere oturuyorum son kalan sabrımla,sarılıyorum ona,kucağımda hayatı sönmüş kadar içli içli ağlıyor.Bir anda telefon çalıyor,dikkati dağılıp susuyor.Sonra Baby TV'yi açıyorum,iyice kafası dağılıyor,sakinleşiyor gibi.Allah Baby Tv'den razı olsun.Koltuğa yatıp,bir sonraki hamlemi düşünmeye başlıyorum.Yemek yedirsem kızar mı?Yatırsam uyur mu?Saat 5 oluyor bir şekilde,babası geliyor.'Al çocuğunu yalvarıyorum ve bir şekilde yok et,ne olur bir kaç saat görmek istemiyorum' diyorum.Babaanneye gidiyorlar,bende evde rahat rahat ağlayıp sakinleşiyorum.Geliyor bir kaç saat sonra.Sırıtark sarılıyo bana.Kokluyorum boynunu,bu gıcığı özlemiş olduğuma hayret ediyorum.

Bu lanetli haftaları takip eden günlerde,Emir biraz daha sakinledi,fakat 'hayır' ları hala duruyor.Bizim sinirlerimizi test etmeye devam ediyor.Neyse ki anneanne imdadımıza yetişti ve ben psikolojimi ve fiziksel gücümü biraz toparladım.

Bunları yaşarken,ikincinin yolda olduğunu düşününce ben heralde kafayı yedim diye düşünüyorum.Bir taneyle başa çıkamıyorum,ikinciyle ne yapıcam diye panik atak geçiriyorum.Hele ki bu aralar geceleri uyuyamıyorum düşünmekten.

Bu uzun, iç dökme yazımı hala okuyorsanız,teşekkür ederim:) Bütün annelere sabır,tahamül ve güçlü sinirler diliyorum.Sonrada diyorum ki,yeterki sağlıklı olsunlar da,istiyorlarsa canımıza okusunlar.Yeter ki mutlu olsunlar......Ne biliiim işte....Elif Doğan'ın dediği gibi 'Annelik Her Zaman Toz pembe Değil'  :)

2015'te en sevdiklerim

Hepinize merhaba...

2015 Favorilerim paylaşımları almış başını giderken,ben de kendime göre bir favori listesi hazırlamak istedim.Bu liste,daha Pelin'ce bir liste.
Listeyi okumak yerine, benden dinlemek isterseniz,Youtube Kanalım'a beklerim.Bazı maddelere eşlik eden burada olmayan videolarım da var.İzlemek için TIK TIK :)

1-En sevdiğim şarkı: Andrew Belle-All my Stars   (Dinlemek için şarkıalrın üzerine tıklayın)
2-En sevdiğim,yeni keşfettiğim şarkıcı: James Bay ve The Candlepark Stars
3-En sevdiğim film: Boyhood



4-En sevdiğim dizi: How to get away with murder






5-En severek kullandığım ürün: Phillips










6.En severek kullandığım kozmetik ürün: Poshe Top Coat Oje Kurutucu ve Parlatıcı








7-En severek yapılan Değişim: Oturma Odamın değişimi ve kestirdiğim saçlarım :)
8-En sevdiğim(benim çektiğim) Fotoğraflarım: 






10.En sevdiğim instagram paylaşımım





11-En sevdiğim kitap:Özge Uzun- Sizin Hiç Maviniz Var mı?

12-En sevdiğim gün: Emir'in 2 yaş doğumgünü  :)



13-En unutamadığım an: 2 Ekim 2015 İkinci bebeğime hamile olduğumu öğrendiğim an

14-En sevdiğim hediye: Kuzenim beklemediği bir anda yollayıp süpriz yaptığı Bir Kutu Mutluluk

15-En sevdiğim Emir anı:Yaz tatilimizd,gün batımında  kumsaldaki anlarımız












SEVGİLERRRR....:)
































Emir's Playlist -1-

Pelin's Playlist'e bir süre ara verince tekrar yapmak için bilgisayar başına geçtim.O sırada Emir'in sevdiği şarkılardan birine rastladım ve aklıma Emir's Playlist'i başlatmak geldi:)



Emir doğduğundan beri,müziğe çok fazla tepki veren bir bebekti,7 aylık olduktan sonra ise benim dinlediğim şarkılardan kendine favoriler seçmeye başladı.Bu huyu bugün hala gelişerek devam ediyor.Benim playlist'imde bayıldığı ve gıcık olduğu pek çok şarkı var,bu şarkıalr zamanla artıyor,değişiyor ve evin içinde ve özellikle arabamda müzik dinleme özgürlüğüm yavaş yavaş elimden gitmeye başlıyor:)

Bu müzik merakını keşfetmem,bir gün mutfakta benim çok sevdiğim bir şarkıyı dinlerken,onun şarkı başlar başlamaz susup sakinleştiğini farketmemle oldu.İlk başta tesadüf olduğunu düşündüm,daha sonra bir kaç kez daha aynı şeyi denedim ve her seferinde daha belirgin tepkiler vermeye başladığını gördüm.Sonrasında,şarkıların bazı bölümlerinde sakinleşmeye bazı bölümlerinde gülmeye bazılarında ise sadece ciddiyetler dinlemeye başladı.Bu tepkilerinden birinin 15 saniyesini instagram hesabımda da sizlerle paylaştım.


Bir buçuk yaşına kadar bu müzik dinleme merakı benim kurtarıcım oldu,mesela mutfaktayken sevdiği şarkıları açıp işlerimi halledebilir oldum,sakince müziğini dinlerken ben yemek yapabildiğimi farkettim,bir buçuk yaştan sonra beyefendi şarkılarda dans etmek için ayağa kalkmak istemeye başladı,şimdi ise telefonu elinme istiyor,istediği şarkıyı o seçicekmiş.

Müziği çoook seven bir anne olarak,oğlumun müziğe bu kadar ilgili olması beni inanılmaz mutlu ediyor.Babasına değil bana çekmiş olmasından ise ayrıca bir mutluluk duyuyorum çünkü benim gibi birinin,müzikten hiiiççç haberi olmayan biriyle evlenmesinin gelecekteki çocuklarımıza olası etkileri beni hep korkutmuştu:)Neyse bir tanesini kurtardık,darısı ikincinin başına:)Ayrıca oğlumun sevdiği şarkıların kalitesi ve güzelliği beni aşırı gururlandıryor,o da ayrı bir mevzu:)))))))))))

Bu üç şarkı,Emir'in ilk şarkı ayırt etmeye başladığı zaman ki bayıldığı üç şarkı.Bazı şarkılar benim playlistleirmle ortak şarklıar içeriyor olabilir,fakat iki kez paylaşma olasılığını göze alıyorum ve oğlumun ilk playlist'ini sizlerle paylaşıyorum:)Bugüne kadar sevdiği şarkıları sırayla sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Şarkıları dinleme isterseniz üzerlerine tıklamanız yeterli.

1-The Civil Wars-Dust to Dust
2-Crazy-Daniela Andrade (ba-ba-beeey bölümünde çok gülüyordu,sonra ise eşlik etmeye başladı:))
3-Love Never Felt so Good-Micheal Jackson&Justin Timberlake


Takip'te kalın,sevgiler:)