Hamile kafası :)

Çok yakınımızdan aldığımız bir hamilelik haberi ile içim pır pır bu aralar:)Bununla ilgili yazmak istediğim,hatta az önce yazıp sonra sildiğim şeyler var aslında ama onların özeline saygı göstermek amacıyla,şimdilik hislerimi kendime saklıyorum ve asıl konuya bağlıyorum:)

Bu haberle birlikte,hamilelik konuları tekrar gündemimize dahil olunca,ister istemez kendi hamileliğime döndüm.Zaten dönmeye dünden razıyım,erkeklerin askerlik,kadınlarında hamilelik hikayeleri bitmezmiş ya:))Hamileliğim sırasında yazdığım günlüğümü çıkardım dolabın içinden.Dışı pembe,içini açtım,bir sürü ultrason fotoğrafı çıktı.0.5 cm.'den 49 cm.'e dönüşen bir bebeğin fotoğrafları,bir kez daha büyüledi beni.Defterimi yeni almıştım,bir önceki yeni bitmişti.İlk yazıdığım yazı 14 Şubat 2013.İki gün önce hamile olduğumu öğrenmişim.Sonrasında ise her doktor randevusu,her gelişme,her his,her mutluluk,her mutsuzluk bir bir yazılmaya devam etmiş.Yazma alışkanlığımın en güzel tarafı geçmişe tüm detaylarıyla istediğim zaman geri dönebiliyor olmak.Aslında 9 aylık süreçte,kendimi kameraya da çektim,daha önce de söylemiştim size,neredeyse her hafta konuştum kamera karşısına geçip,hislerimden bahsettim çünkü bence yazmaktan daha iyi birşey varsa o da 'record' tuşuna basmak ve kaydetmek.Fakat hala çekimlerimi izleyemiyorum,niye bilmiyorum.Çok etkilenirmişim,duygulanırmışım gibi geliyor,cesaret edemiyorum:)

Defterimi okumaya başladığımda,bu hormanal kadınla hala empati kurabildiğimi farkettim.Şimdi olsa, bu kadar korkmazdım ve takmazdım dediğim,hatta anlamayacağımı zannettiğim şeyleri anlamak beni şaşırttı ve hatta duygulandırdı.Bir kez daha yaşamak istedim aynı anları,bu sefer daha sakin olarak ve aslında yine hamile kalsam,yine sakin olamayacığımı bilerek:)Okudukça hamileliği özledim,okudukça hamile Pelin'e sarılmak istedim,okudukça çok çok güldüm ve okudukça ohh dedim,iyi ki bitmiş:)

Ben isteyerek hamile kalmıştım ama itiraf etmeyliyim ki,hamile kalınca içimde sürekli mutluluk kelebeklerinin uçuştuğu bir modda gezmedim.Çok şükür herşey yolundaydı,bu sebeple sağlığımız konusunda endişelenmiyordum,şanslıydım ama yinede sürekli ağlayacak bir nedenim vardı.Çok mutluydum ama çok korkuyordum.Yaşayacağım fizilsel ve psikolojik değişikliklere hazır değildim.Hemde hiç!

Evet hamilelik o kadar mucize birşey ki,isteyerek hamile kalan kadınların hepsi bu duyguyu anlatmaya kelimeler bulamıyor genelde ve hep ne kadar harika olduğundan bahsediyorlar,gülümsüyorlar ve kendilerini çok seviyor,yani en azından öyle gibi gözüküyorlar.Valla ben hiç öyle değildim diyerek başlamak istiyorum ve çoğu hamilenin de öyle olmadığını biliyorum.Bu yazımda size hamileliğin sadece ne kadar muhteşem olduğu hikayelerinden değil,gerçekten neler hissedilebileceğinden bahsedeceğim,hatta bahsetmeyeceğim günlüklerimden birebir alıntı yapacağım.


Hamileyseniz,şüphesiz çok güzel anlar yaşayacaksınız,bunları ömürboyu unutamayacaksınız ve yaşayacaığın o muhteşem anlarda mutlu olmak ne kadar doğalsa,bu süreçte bazen mutsuz hissetmek ve korkulara kapılmak da  çok normal ve bence herkesin bundan daha çok bahsetmeye başlaması lazım çünkü sadece hamileliğin güzellikleriyle dolu hikayeler dinleyince,insan kendini delirmiş gibi ve yanlız hissediyor.Ben öyle hissettim.


Bakalım hamile Pelin'in yazdıklarını okuyunca siz de benim kadar gülecek ve duygulanacakmısınız.Sizi yazdıklarından bazılarıyla başbaşa bırakıyorum...Cümleler birebir kişisel günlüğümden alıntıdır;)


1-Hamileyim,çok mutluyum.Mutluyum değil mi?Mutlu gibiyim ama sanki herkes benden daha çok mutlu.Sanki onlar benim hamile olmama benden daha çok sevindi.Nasıl şeyse bu.Bende bir problem mi var acaba?Acayip sinir oluyorum herkese.
2-Hamileyim,mutluyum ama acaba erken miydi?Biraz daha mı beklemeliydim?
3-Anne olmaya hazır mıyım acaba?/İyi bir anne olabilecek miyim?/İyi bir anne nasıl olunur ki?
4-Kaç kilo alacağım acaba?/Çok mu şişman olacağım?/Ya aldığım kiloları veremezsem?
5-Doğru düzgün yemek yiyemiyorum,bu durumda bebeğim de yemek yiyemiyor.Onu iyi besleyemiyorum.Bebeğim benim yüzümden aç.Ben bu annelik işini şimdiden beceremiyorum galiba.
7-Ben kendimi hiç hamile gibi hissetmiyorum,hasta gibi hissediyorum.Hamilelik hastalık değildir diyorlar,öyle gibi davranmayın diyorlar.Biliyorum,çok güzel birşey,içimde bebeğim var ama ben şuan böyle hissetmiyorum ki.Mide bulantısından kafamı kaldıramıyorum ya aklımı kaçırıcam!!Sırtım ağrıyo,karnım ağrıyo,uykum var,kolumu kaldıramıyorum.Kahvede içemiyorum zaten.Bu ne ya?????Yok efendim neymiş,millet şöyle hamilelik geçirip bilmem kaç km. yol gidiyormuş,yok anneannelerimiz tarlada çalışıyormuş,bilmem ne.Ay anladık yani ama napıyım?Ben beceremiyorum bu işi demek ki!Çok biliyorlarsa onlar hasta gibi hissetmedikleri ve tarlada çalıştıkları hamilelikler geçirsinler!Ben HASTA GİBİYİM,VAR MI?
8-Bu insanlar beni niye bu kadar çok seviyor?Hayır yani daha önce sevmiyorlardı da,hamile olunca mı bu kadar bayılmaya başladılar?O zaman beni değil,bebeği seviyorlar.Yapmacık yapmacık tavırlara tahammül edemiyorum.Alsınlar bebeği başlarına çalsınlar!
9-Keşke bir jinekolog ile evlenseymişim.Keşke doktorumun evinde yaşayabilsem!İçeride neler oluyor çok merak ediyorum.İyi mi acaba,nereden anlayabilirim?Ultrason makinesine bağlı yaşamak istiyorum.
10-Çok kilo aldım.İnsanlar artık şişman olduğumu düşünüyor.Birşey demiyorlar ama ben biliyorum,herkes arkamdan konuşuyor!!
11-Bugün yürüyüşe çıktım.15 dakika sonra bir banka oturdum,nasıl bir yorgunluk,nasıl bir uyku anlatamam.Valla döndüm eve,yattım uyudum.Düşün yani durumun vahimliğini.Zaten çok çirkinim,çok bakımsızım,çok şişmanım,hiç bir işe yaramıyorum,anca ööyle yatıyorum.Yatarkende hiç rahat değilim.Dışarı çıkmak bile istemiyorum çünkü hemen yoruluyorum,yorulunca karnım kasılıyor.Allah'ım aklımı koru sen Yarabbim!
12-Moralim çok bozuk,çok sinirliyim,sürekli ağlıyorum ve böyle hissederek bebeğimi de üzüyorum!Fakat elimde değil.Ben çok kötü bir anneyim.
13-Ben kendimi hiç anne gibi hissetmiyorum?Öyle mutluluktan da ölmüyorum.Normal mi acaba?Yoksa bende mi bir problem var?Çocuğumu sevmiyecekmiyim acaba!
14-Kerem iyi bir baba olabilecek mi?Çocukla ilgilenecek mi?Bebek bakımıyla ilgili,bir tane bile kitap okumuyor ya!Ben 9 ay onun çocuğunu taşıyorum,o bir tane bile kitap okumuyor!!
15-Ya Kerem bebeği benden daha çok severse?
16-Hayatım çok değişecekmiş ama ben değişmesini istemiyorum.Banyo bile yapamayacakmışım?!Nasıl yani ya?Acayip abartıyorlar gibi geliyor.İnşallah öyledir.
17-Bebeğin haraketleri kaçıncı haftada hissetmek normal acaba?Benim ki ne zaman haraket edecekki?Acaba haraket ediyorda ben mi anlamıyorum?
18--Bebek için ne almalıyız?Ben hiç birşey bilmiyorum.Bir hevesle ve mutlulukla mağazalara giriyorum annemle,sonra onca eşyaya bakıyorum,tulumlara bakıyorum,içim sıkılmaya başlıyor,kalbim çarpıyor,zor atıyorum kendimi dışarı.
19-Hiç birşey yetişmeyecek,herşey eksik,hiç birşey hazır değil.Kimse bana yardım etmiyor zaten!!
20--Karnımın büyüklüğü normal mi?Benimki çok mu büyük?
21-Göbek deliğim dışarı çıkmasını istemiyorum.Ya bir daha eski haline dönemezse?
22-Bu kilo mevzusunu niye bu kadar kafama takıyorum bilmiyorum.Biri birşey sorsa yada bir yorum yapsa,eğer hassas bir anıma denk geldiyse mutlaka kafama çok takıyorum.Kabul edemediğim nedir anlamıyorum?Niye bu kadar kasıyorum,kiminle yarışıyorum inan anlamıyorum.Hamileyim ya hamile,tabii ki şişmanlayacağım.Kerem'e çok şişmanım diyorum,hayır şişman değilsin,hamilesin diyor.Güzel bir cevap ama yinede beni mutlu etmeye yetecek bir cevap değil.Gerçekte ne düşündüğünü biliyorum!
23-Bazen gerçekten ne hissettiğimi ben bile anlamıyorum.Hormonlardan mı gerçekten bu hisler?Hepsi hormonal olamaz bence!Kimsenin suçu yok mu yani?Ağzımı açıp bir kelime söylesem,hormonlardan diyorlar,ay kafayı yemişler ya,değil arkadaşım hormonlardan!Gıcık oluyorum size var mı?!
24-O kadar büyük bir belirsizliğe doğru gidiyorum ki,bu belirsizliği tahmin etmeye yada hayal etmeye çalıştıkça aklımı kaçıracak gibi oluyorum.Napıcam ben ya?
25-Bebeğime kimse dokunmasın istiyorum şimdiden.Normal mi acaba?Ya lohusalıkta böyle bebeğini kimseye göstermeyen deli biri olursam?Aman,olursam olurum.Kime ne.
26-Emir o kadar çok haraket ediyor ve sesime,dokunuşma tepki veriyor ki,artık onu kaybetmekten ödüm kopuyor.
27-Çok yanlız hissediyorum kendimi.Yapayanlız.Herkes ilgileniyor benle,seviyorlar beni filan ama yinede yanlızım.Kimse ne hissettiğimi bilmiyor,ne yaşadığımı bilmiyor.Herkes sadece görevini yapıyor,sadece davranmaları gerektiği gibi davranıyor ve gidiyor.Herkesin yüzünde yapmacık bir gülümseme ve ben tek başımayım.Bebeğimle birlikte,tek başıma.Neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum,kimseye soramıyorum.Karnım büyüyor,Emir kıpır kıpır,artık gelsin istiyorum,onu kucağıma alıyım ve bir daha asla bırakmayayım.İkimiz alıp başımızı gidelim buralardan.Kimse dokunmasın ona,kimse bakmasın.Sadece benim olsun,benim kollarımda olsun.Allah'ım sen bebeğime sağlık ver.
27-Emir doğunca onu ne kadar seveceğim acaba?Ya herkesin dediği şeyleri ben hissedemezsem?Ya yeteri kadar mutlu olmazsam?Ya anne olunca anlayacaksın dedikleri şeyi ben anlamazsam!O kadar korkuyorum ki!Ya benim içimde annelik duygusu yoksa???Korkudan delireceğim sanırım!
28-Hiç birşey yapamıyorum,dışarı çıkıp gezemiyorum hemen yoruluyorum,artık araba kullanamıyorum çünkü geriye bakamıyorum ve arabadan inerken çok zorlanıyorum,bulaşık makinesini boşaltamıyorum,herşey bir kenara çorap bile giyemiyorum!Koşmak istiyorum,deli gibi koşmak.Daha önce yapmadığım şeyleri yapmak istiyorum,paraşütle atlamak,sörf yapmak...Özgürce haraket edebilmeyi o kadar özledim ki.(Hamileliğimin son günlerinde yazılmış bunlar)
29-Yeterli bir anne olacabilecek miyim?Oğlum beni yeterli bulacak mı?
30-Nasıl doğum yapacağım?Normal mi sezeryan mı?Herkes soruyor ve ben hala cevabı bilmiyorum.Bugün eczenede bir teyze asla sezeryan doğurmamam gerektiğini tembihledi,eczaneden çıkınca deli gibi ağlamaya başladım.Sezeryan doğurursam kötü bir anne mi olurum yani?Herkes öyle mi düşünür?
31-Kerem'den nefret ediyorum ama aynı zamanda da bir tek onu seviyorum,hiç yanımdan ayrılsın istemiyorum.Bir saniye bile yanımdan ayrılmasın ama yanımdayken de beni sinir ediyor.O rahat rahat takılıyor,ben onun çocuğunu taşıyorum.Belime masaj yaparmısın diyorum,puff luyor,yeminle öldüresim geliyor.
32-Acaba lohusalığım nasıl geçecek?Karnın kalacak diyorlar,oran buran ağrıycak dityorlar,çok hassas olacaksın diyorlar!Yani doğurunca da kurtuluşum yok.Ben ne zaman normale döneceğim ya???
33-Ya sütüm gelmezse?
34-Baby Shower'ım yaklaşıyor ama ben hiç istemiyorum!!Ne giycem,ne yapıcam,ne hissedicem?Bir sürü insan gelicek,herkes yeni ve şişman halimi görücek,içinden dalga geçicek.Offf ayrıca hiç halim yok partilik filan.
35-Emir'i Paşa'yı sevdiğimden daha çok mu seveceğim?Bu kısmı çzöemiyorum.Sanki daha fazla sevemezmişim gibi.

İşte benim yazmaya değer bulduğum endişelerimden bazıları bunlar:)Yazarken yine güldüm:)
Bir ara düşündüm,her maddenin sonuna şimdi bu konuyla ilgili ne düşündüğümü mü eklesem diye,sonra vazgeçtim,hadi dedim ukalalık yapmıyım.Sonra dayanamadım ve sadece şunları yazmaya karar verdim;eğer kendinizi iyi hissetmediğiniz zamanlar oluyorsa ve aklınızda pek çok endişe varsa,bunların hepsine verilecek ortak bir cevap var aslında.Bebeğiniz ve siz sağlıklı olduğunuz sürece,geriye kalan herşey ama herşey yoluna girecek,herşey aynı anlattıklaır gibi güzel olacak ve bunu bebeğinizi kucağınıza aldığınız saniye anlayacaksınız:)Bu yüzden tadını çıkarın ve gün içerisinde mutluluktan veya mutsuzluktan veya hiç bir sebep yokken 5 kez ağlamanın normal olduğunu bilin,tamam mı?Hem sadece ağlamaycaksınız ki,gereksiz şeylere gülme krizine gireceğiniz anlarda olacak:)Sanırım her his en uç noktada yaşanacak.

Son olarak,yanlız değilsiniz...Kendinizi kötü hissettiğiniz zamanlarda, en yakınlarınızla konuşun,anlamayacaklarını düşünsenizde konuşun,iyi geleceğine eminim,sonra onlara azıcık kapris yapın sonra bir de ayak masajı yaptırın ve derin bir nefes alın:)

Kendinizi çok depresif ,sürekli mutsuz hissettiğiniz ve bununla başa çıkamayacağını düşündüğünüz noktaya gelirseniz,bunu lütfen doktorunuzla paylaşın ve gerekirse bir uzman yardımı almaktan çekinmeyin.

Hepinizi seviyorum....Öpücükler hormonal anneler ve anne adayları...:)

Bugün

Herkese günaydın,

Bu sabah yine 07.00'de 'anneeee,gel' sesiyle uyandık.Evet artık anne gel diyor Emir:)Ben genelde sesi duymamazlıktan gelip,yatakta bir süre daha oyalanmaya devam ediyorum.Çünkü yaklaşık 30 dakika kendi kendine takılabiliyor.Sonra isyan çığlıkları başlıyor:)


İsyan çığlıkları geldiğinde hala yataktan çıkmak için gücüm yoktu,çünkü tatilimiz bize yaramış olsada,Emir'e pek yaramamıştı.Uyku eğitimizden eser kalmamıştı.1 ay uğraşıp başardığım ve yaklaşık 3 ay başarıyla uyguladığım uyku eğtimi,bir haftalık bir düzen değişikliği ile yerle bir olmuştu.Dolayısıyla artık geceleri deli gibi ağlayan bir bebeğim vardı.Uykusuzluğa alışıldığı gibi,uyumaya da çabuk alışılıyor,deliksiz 6 saat uyuabilmeyi çoook özlediğim ve tekrar uyku eğitimi disiplinine girmemiz gerektiği gerçeğini kendime hatırlattığım bir güne uyandım.Kerem Emir'i bizim yatağımıza getirdi ve birisi beni dudağımdan uzun uzun öptü:)Gözümü açtığımda karşımda sırıtan minicik bir adam vardı:)İşte o an gece ona çok sinirlendiğimi ve uykusuzluğumu şıp diye unutup,gereken enerjiyi onu mıncırarak toparladım.


Kerem'e,uzun zamandır Emir'in altını değiştirmediğini hatırlatıp,bu işten sıyrılmamın mutluluğuyla kahve yapmaya gidince,içerden Kerem'in 'Pelin yardım etmelisin' sesi geldi.'Yani binde bi kere altını değiştiriyorsun,onda da beni çağırırsan ne anlamı kalır' diye söylenerek Emir'in odasına gidince karşılaştığım manzara pek açıcı değildi.Evet,bu iş tek kişilik değildi,bu sabah alt değiştirme operasyonu  için ekip işi gerekiyordu.Gördüklerim karşısında ağlasam mı gülsem mi diye düşünürken Emir  elindeki  bebe yağını yüzüne ve saçına fışkırmayı da başarınca,pes ettik ve kendisini banyoya sokmaktan başka çaremiz olmadığını kabullendik.


Banyo yapıldı,saçlar kurutuldu,çamaşırlar yıkandı,  duvarlar ve yerler silindi:),etraf temizlendi,sonunda kahvaltı hazırlıklarına geçilebildi.Kerem bizim kahvaltıyı,ben Emir'in kahvaltısını hazırlarken,bu sabah rüyamda ne gördüğümü düşünmeye başladım.Bir şey görmüştüm ama hatırlamıyordum,sadece hissi vardı,gıcık olma hissi:)Bazı kişilere çok sinirli uyandığıma göre muhtemeln rüyamda bişeyler yaşadı diye düşünürken,gerçek hayata döndüm.Rüyamda bana ne yaptıklarını hatırlamayınca,ben de gerçek hayattan kızacak birşeyler buldum.Eski defterleri açıp,Kerem'e de anlattım.Neyse ki bana hak verdi,bir de ona gıcık olmam gerekmedi:)




Emir bey ve Kerem bey kahvaltı etmeye koyuldular,ben ise Emir'e kahvaltısını ettirmeye.Artık Kerem'le birlikte kahvaltı edemiyoruz,deniyoruz,çabalşıyoruz,olmuyor,ya ben Emir'İn kahvaltısını yedirirken geç oturuyorum masaya,ya Kerem işe gitmek zorunda oluyor,ya da bazen ben tam sofraya oturuyorum,Kerem kalkmak üzere oluyor,bari biraz eşlik edeyim diye 5 dakika oturuyor,o zaman da Emir oyun oynamak isteyince,alıp onu oyalamaya koyuluyor.Bu sabah yine Kerem'in kahvaltısı erken bitti,Emir'in kahvaltı yedirme görevini o devraldı,ben de sofraya oturdum.


Hepimizin karnı doydu.Baba işe gitti.Anneyle bebesi çanta hazırlamaya koyuldu.Bugün anneanne günü.Çünkü annenin çalışması gerek.Bu sefer
bölük pörçük değil,konsantre olarak,saatlerce çalışması gerek.Arada böyle günler gerekiyor yoksa hiç birşey yetişmiyor.3 öğün yemeklik malzemeler ve yedek kıyafetler  şaşırtıcı bir hızla  hazırlanıp bitince,bu işte baya ustalaştığımı farkettim.Artık evden çıkmam 1 buçuk saat sürmüyordu.Emir bey de üstünü giydi,bende giydim ve sonunda kendimizi kapıdan dışarı atabildik.Kar maduru olduğumuzdan dolayı bir kaç gündür evdeydik,4 gündür sadece kar topu oynama dışarı çıkabilmiştik.Bu sebeple Emir baya mutluydu.'Attaaaaaa' diyerek ve kahkahalar atararak anneannenin evine ulaştık.

Anneannenin kapısını çaldık.Eskiden kucağımdayken kapıyı çalıyordum,sonra elinden tutarak çalmaya başladım,şimdi ise Emir yanımda kendi başına dururken çaldım çapıyı.Kapı açıldı Emir küçük bir yardımla kendi başına içeri girdi.Her gün en az 3 kez içimden geçirdiğim şeyi yine geçirdim.'Ne ara bu kadar büyüdü?'

Emir annemin kedilerinin peşinde çılgınca koşmaya başlarken,ben montumu bile çıkarmadan gitmeye karar veridm.'Emir bye bye,ben gidiyorum' dedim ve el salladım.Eskiden arkamdan deli gibi ağlayan çocuk,bana el sallayarak içeri gitti.Ufak çaplı bir şok geçirdim.Mutlu oldum,içim acımadan kapıdan çıktım ilk kez.

Arabama doğru ilerlerken,beynimin 'mantıksız anne' modu devreye girdi.'Artık bana eskisi gibi ihtiyaç duymuyor mu acaba,bir kaç ay sonra iyice yüzüme bakmayacak kesin' diye düşünerek içimi kendi kendime acıttım.Sonra kendime kızarak arabayı çalıştırdım.Zor kısımlar yavaş yavaş bitioyordu,Emir 8 aylıkken başlayan ayrılık korkusunu da atıyordu,bu civarlarda geçeceğini okumuştum zaten,herşey yolundaydı,daha ne istiyordum?İçim rahattı,kendimle başbaşaydım.Acelem yoktu.Markete uğrayıp,bir türlü almaya fırsat bulamadığım kovayı ve ampülü aldım.Bunun gururuyla eve geldim:)

Eve geldiğimde saatin daha 10.30 olduğunu ama benim yorgun olduğumu farkettim.Fakat içim kıpır kıpırdı.Bilgisayar başına oturdum,montaj programını açtım.Bir iç çektim ve montaja başlamak yerine Safari'ye tıkladım.Blogumda tamamlanmaya bekleyen,3 tane taslaklara kayıtlı yarım
kalmış yazıyı bitirmek istedim fakat onun yerine yeni bir sayfa açtım ve bunları yazdım:)

Sizin evde bugün durumlar nasıl?:))

Artık çalışma zamanı...Herkese sevgiler...




Kardeş Şart (mı?)

Sanırım 'çocuk ne zaman?' cümlesinden sonra en çok duyduğum cümle 'Kardeş Şart'.
Sadece duymuyorum,okuyorum,izliyorum,her yerde karşıma bu iki kelimeden oluşan cümle çıkıyor.

Ben tek çocuğum.Annem ve babamın bana küçükken,kardeş isteyip istemediğimisorduğunu  ve benim istemediğimi söylediğimi çok net hatırlıyorum.Niye isteyecektim ki?Annemle babamın tüm ilgisi,sevgisi benim üzerimdeydi,şimdi bu düzeni bozup,herşeyi paylaşmam gerekecekti,ne gerek vardı?Annemler de ikinci bir çocuk sahibi olmak konusunda çok istekli olmayınca,benim de onayımla,tek çocukta durma kararı almışlardı.

Ben güzel bir çocukluk geçirdim.Annem ve babam sevgisini belli edebilen ve dile getirebilen ebeveynlerdir.Aynı zamanda,annem tarafımın çok geniş bir ailesi var,birbirine bağlı,sürekli görüşen,vakit geçirmeye seven bir aile.Dolayısıyla ben hep kalabalıklar içinde,kuzenlerimle içiçe,hatta kardeş gibi büyüdüm.Arkadaş çevrem de genişti,sürekli bir parti,gece kalma planları,organizasyonlar,buluşmalar...yanlızlığı hissedecek vaktim olmadı.Şanslıydım.

Filmlerde izlediğim kalabalık aile tablolarına,biraz özenerek baksamda,tek çocuk olmanın harika olduğu fikrini uzuuunn bir süre savunmaya devam ettim,taa ki yetişkinliğe girmeye başlayana kadar.Sanırım 25 yaşıma yaklaştığımda ya da o civarlarda, fikrimin değiştiğini hissettim.

Bu değişimin ilk belirtileri,evlendiğimde kalabalık bir aile isteme istediğimle ortaya çıktı.Daha sonra annemleri sıkıcı olmakla suçlayarak,evimizin huzur evi gibi olduğundan söylenerek,aile yemeklerimizin çok sessiz geçtiğiden şikayet ederek devam etti.Şimdi ise,etrafımda kardeşi olan herkese imrenek baktığım bir durumdayım.

Tek çocuklar hakkında pek çok ön yargı vardır,bilirsiniz.Tek çocuklar,bencildir,şımarıktır,paylaşmayı bilmezler,kıskançtırlar ve problemli olurlar....bu liste uzar gider.Ben bu fikir hakkında çok objektif bir yorum yapabilceğimi sanmıyorum ama yinede çocukların karakterlerini etkileyen faktörlerin kardeş sahibi olmak değil,genetik ve aile eğitimi ile ilgili olduğunu düşünüyorum.Kardeşi olmayanların kardeşi olanlara oranla,paylaşma konusunda daha yetersiz olmaları ve yanlızlığı daha fazla tercih etmeleri ise kendimde ve çevremde en çok gözlemlediğim dez avantajlardan bazıları.




Kardeşi olan bir çok yakınımdan,senelerdir tecrübe ettiğim bir çok yakınma var.Hepsi birbirine benzer cümleleri ilişkimiz sürecinde mutlaka bir kez sarfetmişlerdir;''keşke tek çocuk olsaydım..annemler onu daha çok seviyor...iletişim kuramıyoruz...yaş farkımız çok...ona gıcık oluyorum...karakerlerimiz çok farklı...kardeşim varda ne oluyor...'' en popüler olanlar.Onlar bunları söylerken ise ben içimden gülümsüyorum.

Ya siz delimisiz sevgili kardeşlerinden yakınınlar,hayatınız boyunca size katlanmak zorunda olan,ne yaparsanız yapın sizi sizden daha çok seveceğini bildiğiniz bir canınız daha var sizin.Ne kadar şanlısınız biliyor musunuz?Allah korusun,aileme birşey olsa ne yapacağım diye düşünüyorum ben.Halbuki benden bir tane daha olsa fena mı olurdu?Omuzunda ağlayabileceğim,beni ailem kadar iyi tanıyan biri daha olsaydı fena mı olurdu?Ne olursa olsun yakın arkadaşım olacağını bildiğim,her şeyimi paylaşabildiğim biri daha olsaydı,hatta en yakın arkadaşım olsaydı.Bu birazda komşunun tavuğu,komşuya kaz gözükür meselesine benziyor sanırım:)

Ben,eğer imkanlarımız el verirse bir çocuk daha sahibi olmak istiyorum.Kendim için değil,Emir için.Sırtını yaslayabileceği bir canı daha olsun diye,en yakın arkadaşı olsun diye,en çok kavga ettiği,en çok gıcık olduğu ama yinede en çok sevdiği olsun diye,bizim dedikodumuzu onunla,onun dedikodusunu da bizimle yapsın diye:)

Kardeş şart mı?Bence değil.Fakat kardeş sahibi olmak çok güzel.








Hoşgeldin 2015

2015'in ilk gününde,2014 'e teşekkür etmek istedim.Hiç unutamayacağım bu yıla dair bir yazı yazmazsam,kendisine haksızlık yapmış olurum gibi geldi.

Ben 2014'e  iki aylık bebek sahibi olarak girdim.Haliyle baya bir allak bullak haldeydim,herşey benim için olabilecek en maksimum seviyede farklıydı ve peşinden gelen hergün daha da farklılaşmaya devam etti.Evet,pek çok şey değişti ama en çok ben değiştim ve beni en çok şaşırtan da bu oldu.Bu değişimden kastettiğim,bebek bakımında uzmanlaşmam değil,tam tersine annelikle ilgili olmayan taraflarımın,kişiliğimin değişimiydi.Ben bu yıl hayatımda hiç büyümedeğim kadar büyüdüğümü hissettim.Daha çok yolum olduğunu farketsem de,kendime dair bazı sorularımın cevaplarını buldum ve olduğum kişiyi daha fazla kabullendim.Bu bana iyi geldi sanırım.

Bunlar haricinde,2014'ü en güzel yapan şeylerden bir diğeri ise,annelikle tanışmam oldu tabii ki.Ben 2013'te anne oldum,2014'te ise anneliği tecrübe ettim.Asla öğrenemeyeceğim ve hatta beceremeyeceğimi düşündüğüm milyonlarca şey öğrendim.Aynı zamanda çok korktum,bazen ağladım,hatta ne yapacağımı bilmediğimi hissettiğim bir çok an yaşadım.Belkide o anlardı beni en çok büyüten.Bilmiyorum.Fakat hiç mutlu olmadığım kadar da mutlu oldum.

Hergün öğrenmeye devam ediyorum.Öğrendikçe paylaşma isteğim artıyor içimde.Çünkü biliyorum ki,benim gibi bocalayan,korkan ama asla çabalamaktan vazgeçmeyen ve çok ama çok seven bir çok anne var.Biliyorum ki,ufacık bir tavsiye,başka bir annenin işini çok çok kolaylaştırabilir.İşte bu sebeple,sanki ben de paylaşırsam,belki birilerine kendini daha az yanlız hissettirebilirmişim ya da ufacıkda olsa yardım edebilirmişim gibi geliyor.Ve bu hissi seviyorum.

2014'e ne kadar teşekkür etsem az.Çünkü on iki ayı da Emir ile geçirdiğim ilk yıldı.Her anı sevgi,aşk ve heyecan doluydu.Çok özeldi,hatta en güzeldi.

2015'in de en az bu kadar güzel geçmesi dileğiyle:)

Herkese,sağlık ve sevgi dolu bir yıl dilerim.