Hamile kullanma klavuzu

Bir hamilenin,yakını,arkadaşı,ailesi,eşi,kardeşi…iseniz,yani hamile kişisi ile bu 9 ay sürecinde bol bol görüşecekseniz,öncelikle şunu bilmelisiniz;arkadaşınız,kızınız,eşiniz…o artık yok.Bir süreliğine aramızdan ayrıldı.Ona çok benzeyen,ama kesinlikle ‘o’ olmayan,farklı bir versyonu ile tanışın,onu kabullenin,sevmeye çalışın.




Çoğu zaman hamile kişinin değişmediğini bile düşünebilirsiniz,aynı konuşuyordur,sakin ve mutlu gözüküyordur,aslında öyledirde ama 10 sn. sonra ne olacağını bilemessiniz!Çok normal gibi gözüken tepkiler verirken,aklında aslından neler geçtiğini tahmin bile edemezsiniz.,Size gülüyor olabilir,ama belki aklından sizle bir daha ömürboyu görüşmek istemediğini düşünüyor olabilir.Karnında minnacık bir bebek taşıyan sevimli annenin değişmediğini düşünmekle bile hata yapmaya başladığınız bir yolculuğa çıkıyorsunuz.Hadi bakalım hepinize kolay gelsin.Bu süreç sizin için kolay olmayacak,fakat bir kaç püf noktasını bilirseniz,daha kolay atlatabilirsiniz.


İşte kaçınmanız gereken bazı cümlerler:

1-BU YAŞADIKLARIN TAMAMEN HORMANAL!
Tatlı annemiz,bir anda saçma bir tepki vermiş olabilir, çok mutsuz  bir moda girmiş olabilir,sinirli olabilir,ağlıyor olabilir ve siz bu davranışlardan birine maruz kalmış olabilirsiniz.Sakın hamile bayana,’hayatım bu yaşadıkların hormonal’ demeyin.Bana bunu etrafımdaki herkes ama herkes diyordu,ve o diyen kişileri boğazlamak istiyordum.

Bilin ki;hamilemiz yaşadığı ve hissettiği şeylerin çok mantıklı olduğunu düşünüyor.Bunların hormonal değil,hamile olmasa da hissedeceği bir şey olduğunu düşünüyor,aynı lafı bebek beklemeden önce duyduğunda da aynı tepkiyi vereceğini sanıyor.Ama yanılıyor.Bunu anlaması lohusalığının bitimiyle gerçekleşecek.Yani yaklaşık 1 sene,tüm saçma düşüncelerini aşırı derecede mantıklı bulacak.Ona aksine ikna etmeye çalışmanız,onu umursamağınızı düşünmesine sebep olacaktır.Hatta sizden nefret edecektir.Eğer olurda,’hormonlarım çok coştu,saçmalıyorum’ gibi birşey söylerse tamam,o zaman özgürsünüz,fakat onun dışında lütfen  kendisini boş yere kışkırtmayın.


2-KAÇ KİLO ALDIN?/KİLO ALMIŞSIN/ARTIK HAMİLE GİBİ GÖZÜKÜYORSUN

Bu cümlelerden birini söyleyen kişi,aslında kötü birşey ima etmemiştir,belki sadece merak etmiştir, belki iltifat etmek istemiştir,yada öylesine söylemiştir işte,hamile kızımızı uzun zamandır görmemiştir,bir anda şaşırmıştır.Olabilir.
Ama aslında çok büyük hata yapmıştı!Çünkü tatlı hamilemiz,her ne şekilde söylenirse söylensin, bu cümlelerden herhangi birini duyduğunda tek birşey anladı.’ÇOK ŞİŞİMANLAMIŞSIN,KOCAMAN OLMUŞSUN VE İĞRENÇ GÖZÜKÜYORSUN’

Demeyin,sormayın,ilgilenmeyin,yalan söyleyin.Yalan söyleyeceksenizde  dozunu iyi ayrlayın,20 kilo almış veya doğurmak üzere olan birine ‘hiç şişmanlamadın,çok iyi görünüyosun ‘derseniz,kendisiyle dalga geçtiğinizi,aslında ne kadar şişmanlamış olduğunu ima ettiğinizi düşünüp size kara listeye alacaktır.’Harika gözüküyorsun,hamilelik sana çok yakıştı’ cümleleri ,hamileliğin her evresinde,her zaman güvenlidir.

3-(EŞLERİN DİKKATİNE)ŞU AN SANA MASAJ YAPAMAM,BELİM AĞRIYOR,ELİM AĞRIYOR,BAŞIM AĞRIYOR…..VS.

Bunu açıklama ihtiyacı bile hissetmiyorum.2 dk.nızı ayırın ve zavallı hamileye masaj yapın.Gerçekten,beli,sırtı,ayağı,bacağı çok ağrıyor.Masaj hayat kurtarıcı ve gerçekten çok rahatlatıcı.


4.NASIL DOĞUM YAPACAKSIN?/ŞU DOĞUM ŞÖYLE İYİDİR,DİĞERİ BÖYLE KÖTÜDÜR/BENCE ŞÖYLE DOĞUR/BENCE ŞU DOĞUM ÇOK İYİ ÇÜNKÜ…

Çok afedersiniz ama  ‘size ne!’Hamile kişisi zaten bu konuyu sıkça düşünüyor,kararını vermiş bile olsa,emin bile olsa strese giriyor,korkuyor,doğum bu,içinden bir insan çıkaracak,kolay mı?Nasıl çıkarırsa çıkarsın,önemli olan bebek sağlıklı olsun,anne sağlıklı olsun,geri kalanından kime ne?Bence burada kararı verecek tek kişi,o çocuğu 9 ay içinde taşımış olan kişidir,kararda etkisi olan tek kişi ise doktorudur.

Lütfen,fikriniz sorulmadığı sürece,kendi fikirlerinizi kendi doğumlarınıza saklayın.Her anne,her nasıl doğurursa doğursun,annedir.Doğum şekli onu daha iyi veya daha kötü bir anne yapmaz.İlaç kullanıp kullanmayacağı,normal doğurup doğurmayacağı,sezeryan olup olmayacağı gibi sorular sadece çocuğu doğuracak kişiyi ilgilendirir.Süreci yaşayacak olan,odur!

5-BUNLAR İYİ GÜNLERİN/SON GÜNLERİNİN TADINI ÇIKAR

Deneyimli annelerin çoğunun beni gördüğünde söyledikleri ilk şey.Hamileliğimde beni en çok korkutan cümleydi bu.Bunu her duyduğumda,o gün yanlız kaldığım an ağlıyordum:( Her kadın farklı deneyimliyor anneliği,hepsi yoruluyor,bunalıyor kuşkusuz.Fakat yaşanmadan,duyulduğunda korkulan şeyler,yaşanırken aslında hiçte korkunç olmayabiliyor.Ben de kendime hep bunu tembihlemeye çalışıyorum,sakın ağzımdan düşünmeden birşey çıkmasın diyorum.Umarım başarılı olurum.Çocuksuz arkadaşlarıma bazen ne kadar yorulduğumdan bahsederken bile çekiniyorum,korkutuyormuyum acaba diye düşünüyorum.Umarım korkutmuyorumdur,çünkü annelik uzaktan bakıldığında olduğundan daha da zor ve bunaltıcı gözükebiliyor,ama yaşarken tüm zorluklara rağmen herşeye kat kat fazlasıyla değen,ancak tecrübe edilince anlaşılabilecek muhteşem bir duygu .Bırakalım herkes kendisi deneyimlesin anneliği.Hem,hamileleik sonrası depresyonu diye birşey var.Bu tarz masumca söylenmiş cümleler,bazı lohusaları negatif etkileyebiliyor.



6-YANLIŞ DÜŞÜNÜYORSUN/BENCE ÖYLE YAPMA/BENİM İÇİN ŞUNU YAPAR MISIN?

Hamile kadın,hassas kadındır.Her hissini  en uç noktada yaşar.Haksız olabilir,demeyin,’he he,haklısın’ diyin geçin.Üstüne gitmeyin,idare edin.Genelde haksızlar ama bunu kabullenmelerine imkan olduğunu düşünmüyorum.

İstek konusuna gelirsek,bu kadıncağız şu an zaten yeterince şey yapıyor,İNSAN YARATIYOR,Bırakın istediğini yapsın,siz birşey istemeyin.Üzerine sorumluluk yüklemeyin,birşey yapmak istemediğini söylediyse yaptırmayın,ciddiye alın.Yorulduysa yürütmeyin,sıkıldıysa eğlendirin,yapamam dediyse niye diye sormayın.Sonuçlarına siz katlanırsınız valla,demedi demeyinJ


 7-EMZİRİCEK MİSİN?NE KADAR SÜRE EMZİRECEKSİN?

Sütü varsa niye emzirmesin?Sütünün bebeğine yetip yetmeyeceğini nerden bilsin?Şimdiden böyle bir yük,böyle bir baskı niye?Bu konu tamamen anne-bebek arasındadır.Kimseyi ilgilendirmez.Ayrıca fikrim,bir anne emzirmiyorsa,geçerli bir sebebi vardır!Eminim!Yoksa da;size ne?

Bir de bunun,lohusalar için,’sütün yetiyor mu ,bu çocuk aç’ modelleri var.Onun hakkında ayrıca yazı yazılabilir.Gelmiş geçmiş en sinir zıplatıcı cümlelerdir.

8-'ALLAH KURTARSIN'

Hamilelik boyunca,herkesden en çok duyduğum cümle.Nereye gitsem,tanıdık tanımadık,taksici,kasiyer,markette gördüğüm teyze...herkes,'canımmmm,Allah kurtarsın' diyordu.Bu  cümleye hiç bir zaman anlam veremedim ben.Çok negatif içerikli,anneyi olumsuz etkiliyor.En azından benim için öyleydi,'niye kurtarsın ki?Ben mutluyum' diye düşünüyordum hep.





İşte böyle sevgili hamileler,hamile yakınları ve hamile adayları.Aklıma gelen en önemli şeyler bunlar.Daha pek çok şey var aslında…iştahın açılmış,aşermek psikolojiktir,mide bulantısı psikolojiktir,bebeğini üzüyorsun…..gibi milyonlarca şey sayabilirim.Tabii bunlar hepsiın benim yaşadıklarımdan yola çıkılarak yazıldı,her kadının hassas noktaları farklı olabilir.Her hamilelik farklıdır.


Ama aslında her hamile kadının istediği şey aynıdır ve çok basittir.İLGİ,SEVGİ,ANLAYIŞ.
Hayatımda hiç bu kadar çok ilgi ve sevgi istediğim bir dönem daha olmamıştı.Arayan,ilgilenen bir sürü kişi vardı hayatımda,şanslıydım.Hepsini daha çok seviyorum şimdi..bana katlandıkları içinJ

İnanın,hamileyken insanın aklı gidiyor.Benim gitti.Olurda sizin de giderse,okutun,öğretin,ezberletin derimJHer madde tecrübe edildi,onaylandı.Kararı siz verin.Size gore mantıklı olmayabilir(özellikle erkekler için genelde mantıksız oluyor)’ama yazdıklarımı ciddeye alırsanız herşey daha kolay geçer,garanti ediyorum:)




ÖNEMLİ NOT:Hamilenin aşırı derecede sinirlenmesi veya strese girmesi kasılmalara,ağrılara sebep olabiliyor ne yazıkki.Aman dikkat edin.Hiç birşeyi ciddiye almamaya çalışın,zor olsada.Nefes alın verin,meditasyon yapın,sakinleşin,hayat güzel:)




Hamilelik


Hamilelik,bir kadının yaşadığı en özel,en güzel,en enteresan,en şaşırtıcı ve en heyecan verici süreç.Anneliğe ilk adım,hayatının,benliğinin ve bedenin senin kontrolünden çıkmasının başlangıcı.Her gün,hem fiziksel hem  duygusal değişimlerin şaşırtıcı yolculuğu.

Her kadında bu süreç farklı gelişiyor.Herkesin kendine özgü bir serüveni var.
Ben biraz kendiminkinden bahsetmek istiyorum.

Hamile kaldığımı erken öğrenenlerdenim ben.Doktora gittiğimizde,4 hafta 3 günlüktü minik mercimek ve boyu 1 cm. bile değildi.

İlk 10 gün hiç bir belirtim yoktu.Benim midem bulanmıycak heralde,ne kadarda şanslıyım ve harikayım diye ortalarda geziniyordum.Arkadaşlarımızla kutlamaya gitmiştik,ayağımda topuklularım ve daracık pantolonumla  hamileliğimin ne kadar muhteşem olduğunu düşünüyordum.Sonra bir anda gerçeklerle yüzleştim.Bir sabah uyandım ve herşey değişmişti.İnanılmaz midem bulanıyordu fakat geçici olduğunu düşündüm,ne de olsa adı üstündeydi;‘morning sickness’ yani sabah bulantısı.Sabah geçti,öğlen oldu,sonra akşam oldu ama geçmiyordu,ertesi gün oldu,sabah yine mide bulantısı ile uyandım,mutfağa gittim,buzdolabını açmamla tuvalete koşmam bir oldu.Mutfak kapısının arkasındaki dolapta çaylar,baharatlar gibi şeyleri saklıyoruz,o dolabı açtığımda daha önce almadığım kokuları almaya başlamıştım,o dolabı hiç unutamıyorum,çünkü bir daha açamadım.Derken yemek yapadığımı farkettim,en kötüsü soğandı.1 hafta sonra mutfağa girememeye başladım.

Mide bulantısı,bazı kadınlarda hamileliğin yolunda olduğunun bir göstergesiymiş aslında,hormonların doğru yolda ilerlediğini gösteriyormuş,bu benim vücudumun hormonlara bir tepkisiymiş sadece,sevinmeliymişim,doktorum böyle demişti.Ama o an kendimi hamile gibi hissetmediğim için,kadın benimle dalga geçiyor gibi gelmişti.Kendimi hamile değil,hasta gibi hissediyordum,kafamı kaldıramıyordum,yemek yiyemiyordum,yemek yiyenlerin yanında duramıyordum,dışarı çıkınca restoranların önünden bile geçemiyordum.Koku almam anormal derecede hassaslaşmıştı,köpeğim Paşa’yla yarışır hale gelmiştim.Salonda camlar kapılar kapalı otururken,alt kat komşuların balkonda içtiği sigaranın kokusunu alabiliyordum ve gidip kusuyordum.

İyi gelebileceği tavsiye edilen,her otu,bitkiyi,yemeği denedim.Doktorumun önerdiği her ilacı kullandım,mide bulantısı bilezikleri taktım.Ama hiç biri işe yaramadı.İşe yarayan tek birşey vardı,o mucizeyi keşfetmem biraz işleri kolaylaştırdı.Bu mucizanin adı,ÇUBUK KRAKER!

Çubuk kraker en yakın arkadaşım oldu hamileliğim boyunca.Eşim gidip koliyle almıştı.hatta doğumdan bir hafta once son paketi bitirdim.Gece bile mide bulantısıyla uyanıp,ağzıma çubuk kraker tıkıştırıyordum ve çok iyi geliyordu.İlk zamanlar naneli şekerin de faydasını gördüm,anlık bir rahatlama sağlıyordu.Bunun dışında inanılmaz bir gaz problemi,hazımsızlık,bağırsak sorunları,midede yanma…Sindirim sistemiyle ilgili yaşanabilecek her problem yaşadım.İlk üç ay 3 kilo verdim.Annem şehir dışındaydı o süreçte,onu arayıp sürekli kızıyordum,niye yoksun diye,sanki annem gelince midem geçicekmiş gibi…

Neyseki geldi…:)Bana çorbalar,kızarmış ekmekler,pirinç lapaları pişirdi ve yedirdi.Hiç bişey pişirmeseydi de varlığı yetiryor annelerin..


12 haftalık kontrolümüzde,doktorumuz yüzde 70 ihtimalle oğlumuz olacağını,yinede kesin emin olabilmemiz için 16. Haftayı beklememiz gerektiğini söylemişti.İnsan ilk hamileliğinde bu tarz şeylerde bir farkındalık yaşıyor sanırım,bende öyleydi.Evet hamileydim ama oğlum olacağını duyunca,gerçekten içimde cinsiyeti olan bir bebek olduğunu farketmek beni baya duygulandırmıştı.Yalan değil,hep bir kızım olsun istiyorum,öyle bir hayalim var,çoğu kadın gibi:)Ama oğlum olacağını öğrenince hiç şaşırmadım,sanki doktor zaten bildiğim bir şeyi teyit etmişti.Hamile kaldığım andan beri Emir’in geleceğini hissetmiştim:) ve çok mutluydum.İçimde minik bir erkek vardı..Oğlum vardı…Sanki herşey biraz daha gerçek olmuştu.

Çok hassaslaşmış,duygusallaşmış ve alınganlaşmıştım.Bir gece eşim arkadaşlarıyla yemeğe gitmişti ve o gelene kadar ‘Allah’ım yapayanlızım kimsem yok’ diye ağladığımı hatırlıyorum.Mide bulantısının da sinir bozukluğuna çok katkısı vardı tabii.Bir de bütün gün kolumu kaldıramadığım için yatıyordum,iyice depresif durumdaydım.

Bu yoğun bulantı ve duygusallık 3. Ayımın sonuna kadar sürdü.16. haftamda ise bulantılar tamemen geçti fakat ne yazık ki mide yanmaları,hazımsızlık ve gaz beni asla terketmedi.Yinede bulantılar geçer geçmez  her şey güzelleşti.

4. ayımdan sonra,hem ağırlaşmamıştım hemde enerjim geri gelmişti.Yürüyüşlere başlamıştım,yemek yemeye başlamıştım,yoga yapıyordum,sosyal hayatıma dönmüştüm.Hamileydim ve mutluydum.

16. haftamda annemle dışardayken,arabada oturuyordum.Annem kullanıyordu,birden içimden bir şey ‘pıt’ etti,gazdır dedim.Bir daha etti.Elimi karnıma götürdüm,şüpheyle. 3. kez pıtlayınca,emin oldum,bebeğimi ilk defa hissetmiştim.Şimdi düşünüyorumda aynı pıtırtıları daha önce de hissetmiştim aslında ama çok hafif olduğu için kondurmamışım.Hayatımın en güzel anlarından biriydi.

Sonra 5 aylık hamileyken Bodrum’a tatile gittik ailece.Yüzdüm,gezdim,yedim.Herşey harikaydı.Çok kiloda almamıştım.Ama o sıralar çok çabuk sinirlenmeye başladığımı hatırlıyorum,bir de arabanın sarsıntısı çok rahatsız etmeye başlamıştı.Sırt ve karnımın büyümesiyle kaburgamın alt kısımlarında ağrılar ve gerilmeler baya artmaya başlamıştı.

Tatilden döndüğümde 6 aylık hamileydim.Oğlumla ilk konserime gittik,Jason Mraz.Aynı zamanlarda birtanecik arkadaşımızın düğünümüze gittik,dans bile ettik.

Bu süreçte artık sırt üstü yatamıyordum,yatarsam nefes alamıyordum ve artık 2 değil 3 yastıkla yatıyordum.Burnum artık sürekli tıkalıydı,asla açılmıyordu.

31. haftamda ailem ve arkadaşlarım tarafından hazırlanan muhteşem Baby Shower partim vardı.Herşey harika olmuştu.(Resimlerini bir ara paylaşmak istiyorum)

32. haftamda ise kasılmalarım başladı.Doktorum kasılmaların günde 10'u geçerse beni arıyorsun demişti.Bu ağrının kasılma olduğunu farketmekte ayrı bir marifet o zamanlarda,yeni yeni yaşadığın için ne yaşadığını bilmiyorsun.Ama gerçekten yaşayınca,karnın kaskatı kesilip,nefesine kesen o sancı gelince  ‘hıh galiba bu’ diyorsun.Bir gece bu kasılmaların 10’u değil 20’yi çoktaaan geçtiğini farkedince panik oldum.Sancım yoktu ama karnım deli gibi kasılıyordu.Doktorumu aradım,bol bol su içmemi ve kasılmalarım arasında dakika tutmamı ve 5 dk. aralığa düşerse acil hasteneye gitmemi,düzensizse sabaha kadar beklememi fakat uyanınca mutlaka kendisini görmem gerektiğini söyledi.


Kasılmalarım düzensizdi,sabahı bekledim.Hala sancım yoktu.Kahvaltımı edip doktoruma gttim,NST ile o gün tanıştım.Sancılarınızı ve kasılmalarınızı ölçen bir alet.20 dk. sonra,’hemşire sancınızı hissetmiyormusunuz?’ dedi.Çok dayınılmaz birşey hissetmiyorum dedim,şaşırdı.Doktorum geldi.Beni   hastaneye yatırdılar.Açıkçası ben şaşkındım çünkü öyle doğuracak gibi bir durumum yoktu,niye yatıyordum anlamıştım.Derken sancıları hissetmeye başladım.Hissetmeseymişim daha iyimiş:)Bir kaç serum verildi,bir kaç tane ilaç içildikten sonra gayet iyiydim,korkulacak birşey yoktu,yaşananlar normaldi fakat yinede doktorum  ‘Pelincim neredeyse doğurucak kadar kasılman var,bol bol yatıyorsun,dinleniyorsun ve bu bebeği en az 4 hafta daha içinde tutuyorsun’ demişti.Evime geldim ve 36. Haftaya kadar yattım,yattım,yattııııııımmmmmmmm.Bu süreçte 4-5 kez daha hastaneye gitmem gerekti,yine serumlar alındı ama başardık.Emir hala aynı durumdaydı,gelmiyordu,içerde kalmaya karar vermişti.Bu kasılmaların doğumu başlatmıyacağını fakat yinede dikkat etmem gerektiğini,kendimi yormadan son işlerimi tamamlyabileceğimin onayını doktrumdan aldım.Artık yatmam gerekmediği için çok mutluydum,kendimi dışarı attım fakat bu seferde okadar ağırlaşmıştımki ve Emir o kadar aşağıda duruyorduki,istesemde yürüyemiyordum.Bırakın yürüyememeyi,bence daha kötüsü OTURAMIYORDUM!Bunu hiç duymamıştım.Öğrenmiş oldum,bazılarına oluyormuş,normalmiş.Artık arabada kullanamaz hale gelmiştim.bence kullanabilirdim ama Kerem ve annemlerden kesinlikle izin koparamadım.

Ben hamileliğimde ödem sorunu yaşamayan şanslılardandım.Ellerim,ayaklarım ve yüzüm hiç şişmedi,elbette yüzüm ve ellerim eskisi gibi değildi ama bu aldığım kilodandı.Hamilelik boyuncada yediklerime dikkat ederek 15 kilo aldım.Daha önce hamile olmayanlar ‘yediklerine dikkat ettin ve 15 kilo mu aldın,bide etmeseydin ne olucaktı ‘ diyebilir ama hamilelik yaşamış olanlar beni anlamıştır.Kilo alımı o kadar kontrolsüzce hızlı ki….eskiden hamilelikte 30 kilo alanları duyunca ‘yok artık’derdim,artık öyle demiyorum,anlıyorum,hiç çaba sarfetmeden 30 kilo almak mümkün.38 haftalıken artık yüzüm ve ellerimde ödem oluşmaya başladı,farklı bir şişmeye başladı.Kasılmalarım da iyice arttı,son hafta her gece ne olur bugün doğurmayayım diyerek uyuyordum.39. haftamda Emir'im kucağımdaydı.

Beni hamilelikte en çok hormonal değiklikler sebebiyle değişen psikolojim etkiledi diyebilirim.Normalde de hassas bir yapıya sahibim,bu ekstra ekstra hassaslık  fazla yorucuydu.Herkese küsüyordum içimden,herşeye üzülüyordum,ağlıyordum.Genel olarak daha sinirliydim,eşime daha çok bağrıyordum ama bir yandanda onsuz 5 dk. duramıyordum.Her normal duygum daha aşırıydı,yani normalde nasıl hissediyorsam hamileliğimde o hissin extrasını hissediyorum:) Bunun artıkarı da yok değil,güleceğim şeye çoookk daha fazla gülüyordum,mutlu olduğumda aşırı mutlu oluyordum,sevdiklerimi çok daha fazla seviyordum.Bu sevgiler kalıcı oldu işin güzel tarafı,artık bazı kişilerin kıymetini daha iyi biliyorum.Hele ki eşimi daha da çok sevdim,daha da çok bağlandım.

Bence erkeklerin işi de çok zor.Bir anda evlendiğin kadın gidiyor,yerine bambaşka biri geliyor.Düşmanı da,sevgiliside,kocasıda,en yakın arkadaşı da sensin.Ama bu kadın patlamaya hazır bir bomba,her anlamda.Onunla konuşurken her kelimeni özenle seçmelisin.Ona ne kadar güzel olduğunu söylemelisin,bu yeni tanışdığın kadına karşı çok çok dikkatli olmalısın.Eski halimizi özlüyorlardır eminim,bizim yaşadıklarımızı yaşamadıkları için aynı şeyleri de hissedemiyolar doğal olarak,yani biraz zor bir durum.Bunun üzerine eğitimler verilebilir bence,’hamilere nasıl davranılmalı’:)Bunun üzerine ayrıca bir yazı yazmayı planlıyorum.Çok çok önemli olduğunu düşünüyorum:)

Şimdi geriye dönüp bakınca…çok şükür harika bir hamilelik geçirdim,hiç bir sorun yaşamadım,yaşadıklarım çok olağan şeylerdi,sorun bile değillerdi fakat yine de,hamileliğe bayıldığımı söylersem yalan söylemiş olurum.Özellikle 32. haftadan sonra o 8 hafta geçmedi benim için,gerçi yatmamında büyük etkisi var ama ben kendimi 32. haftadan sonra gerçekten hamile gibi hissettim.Hareketlerim  o zamandan sonra kısıtlandı.Bir de artık kendimi tam bir balon gibi hissediyordum,üzerime olan 2 tane şeyim filan vardı,karnım aşırı büyüktü,belim çok ağrıyordu,bacaklarım beni taşımıyordu,2 adım yürüsem Emir oturmamı istiyordu,e oturamıyordum da,habire yatıyordum.

Yattıkça kuruyordum,kurdukça korkuyordum,her akşam ağlıyordum.Annelikten,bebek bakmaktan,özellikle de doğumdan çok korkuyordum.Şimdi düşünüyordumda ‘Kerem bana iyi dayanmış’:)

Ama beyin çok acayip birşey…Şimdi ne oldu biliyomusunuz?Bunları hep gülerek yazıyorum.Unuttum çünkü.Kötüyü unuttum.Tek hatırladığım,Emir’in karnımdaki haraketleri,sürekli elimin karnımda olması,onu hissetmem,içimde bebeğimi taşıyor olmamın inanılmaz ve sarhoş edici mutluluğu,her  doktor randevumuzda oğlumu görme heyecanı ve en önemlisi ise doğum.O deli gibi korktuğum,o muhteşem an.Emir’i doğurduktan 1 gün sonra  anneme ‘tekrar doğurmak istiyorum’ dedim.’Tekrar hamile kalmak istiyorum,bu muhteşem olayı 10 kere daha yaşamak istiyorum’

Şu an 6 buçuk ay geçti doğumum üzerinden ve hala aynı düşünüyorum.Tekrar hamile kalmak,tekrar şişmek,tekrar yürüyememek istiyorum:)Ama bu sefer korkmadan,endişelenmeden,tadını çıkararak.:) Artık 4-5 çocuk sahibi kadınları anlıyorum…Annelik harika bir duygu.Hamilelik de öyle.Önemli olan tek şey,sağlıklı bebeklerimizin olması.Gerisi geçip gidiyor hemen.



Son olarak hamilelik sürecinde en çok özlediğim şey;kahveydi.Haftada bir gün içme hakkı koymuştum kendime.Herşeyden zoru oydu:)




Anne olmaya hazır mısınız?

Etrafımda bir çok arkadaşım bu aralar hep aynı soruyor bana?Çocuk sahibi olmak için hazır olduğunu nasıl anladın?Nasıl hissettin?

Çocuk sahibi olmaya karar vermek başlı başına bir olaydı benim için.''Hazır mıyım?'' sorusu hep aklımda,beni ara sıra yokluyordu,özellikle çevredikilerin 'Bebek ne zaman?' sorusuyla.Ama uzun bir süre cevabım hep aynıydı 'daha değil'.Çünkü daha değildi.Emindim.Keremle gezmek,tembellik yapmak,sorumluluk olmadan yaşamak,partiler vermek….daha doymamıştım bunlara.Ayrıca daha ben kimdim?Hayatımda herşey yoluna girmiş miydi?Yapmak istediklerimi başarabilmiş miydim?Kendimi bebeğe bakabilecek kadar güçlü ve sabırlı hissediyormuydum?Psikolojim bunu kaldırabilecek kadar sağlam mıydı?Bütün soruların cevapları olumsuzdu.Daha anne olmaya hazır değildim.

Evliliğimizin 2. senesi dolduğunda,eşim hazırdı.Gerçi o hep hazırdı.Ama 2 seneyi doldurduğumuzda 'ne zaman çocuk yaparız?' demeye başlamıştı.Allahım o sordukça bana geliyorlardı,çemkirip duruyordum,hep o bencilce olan aynı cevabı verip susturyodum onu,'ben hazır olunca çocuk yaparız'.
Hayatım aynıydı,ben aynıydım,yapamak istediklerim cesaretsizliğimle hep rafta kaldırılmış bekliyordu.Bunların üzerine bebek nasıl olabilirdi ki?

Evliliğimizin üçüncü yılına girdiğimizde,hazır değilim cevabım,acaba nasıl olura dönüşmeye başladı.Hala çocuk fikri beni korkutsa da,merak etmeye başlamıştım,kendime sormaya başlamıştım.Bu nasıl oldu inanın hiç bir fikrim yok.Sadece bir gün uyandım,ve 'acaba ne zaman çocuk sahibi olsak?' diye sormaya başladım kendime.Bunun yaşla mı,yaşanmışlıkla mı,bazı şeylere doymakla mı yoksa gerçekten biolojik saatle mi alakalı olup olmadığını bilmiyorum.Ama 2-3 ay içinde,kızım mı oğlum mu olur,adı ne olur,ona ne güzel bakarım diye düşünmeye başlamıştım.Eşimle bunu paylaşmaya başladım ve tam olarak 3 buçuk yıllık evliyken ben hamileydim.

Hamile olduğumu resmen hissetmiştim.Çocuk işini oluruna bırakmaya karar vermiştik,zaten en az 6 ay hamile kalacağımı sanmıyordum,etraftan ve doktorumdan duyduğum buydu.Hatta 1 seneye kadar endişelenmeye gerek yoktu.Bende olayı böyle kabullenip,yaza hamile kalırım diye kendimi inandırıp,hayatıma devam ettim.O sıralar,yakın bir arkadaşımla haftada 2-3 gün buluşup bizim evde yoga yapıyorduk.Ben o gün yoga yapmak istemediğimi hatırlıyorum.Ayrıca canım 2 gündür kahve içmek istemiyordu,bunlar biraz saçma belirtiler tabii,tıbbi bir açıklaması olduğunu da sanmıyorum:)Ama tek belirtilerim buydu ve de içimdeki his.Daha yaza çok vardı,daha şüphelenmek için erkendi,fakat içime bir kurt düşmüştü.Kendi kendime,kesin psikolojik diyordum,hamile olamam,bilinçaltım bana bir oyun oynuyor diyordum.Ama kalbim pır pır.

O gün yogayı erken bitirdik ve arkadaşımla durumu paylaştım.Bizde bir heyecan bir heyecan,'neden olmasın?','ya hamileysen','ay çok heyecanlı?','hadi test alalım' ama ben 'daha değil,biraz daha geçsin' diyordum.Bu olaydan 2 gün sonra ben artık uyuyamamaya başlayınca,kimseye birşey söylemeden sabahın köründe kalkıp eczaneye gittim.2 tane test aldım,eve geldim,tv'yi açtım,kahvaltı hazırladım.Heyecandan kalbim çıkıcak ama niyeyse olayı bir geçiştirmece peşindeyim.Aslında niyeyse değil,nedenini biliyordum,hayatımda ilk kez hamile olup olmadığımdan şüphelenmiştim ve her ne kadar inkar etsemde,'Allah'ım nooooolurrrr,inşallah hamileyimdir' diye dualar ederken buluyordum kendimi.Bu yüzden negatif sonucu görüp hayal kırıklığına uğramaktan korkuyordum.Ama kahvaltı edemedim,daha fazla erteleyemedim,ne olacaksa olacaktı,gittim testleri yaptım ve ikinci çizgiyi gördüm.Ellerim ağzımda,ağzım açık evin içinde milyon tane tur attım.Bacaklarıma kadar titriyordum.Eşimi saçma bir bahaneyle korkutarak işten eve çağırdım,yüz yüzeyken haberi paylaşmak istemiştim.Söyleyince inanmadı,bi süre onu inandırmaya çalıştım,testleri gösterdim.İkimizde şoktaydık niyeyese,doktora gittik ve bebeğimizin oluşacağı keseyi gördük.Ben 4 hafta 3 günlük HAMİLEYDİM!

Hamilelik sürecim,belirtilerim,yaşadıklarım ayrı bir yazı konusu,o yüzden o detaylara girmiyorum fakat konuyla ilgili olarak,hamileliğimin 32. haftasındayken ben aşırı panik olmaya başlamıştım.Bir kere hala çocuk sahibi olacağımın farkında değildim,bunun nasıl birşey olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu.Hem çok mutluydum,dinlediğim her şarkıyı oğluma söylüyormuşum gibi düşünüp duygulanıp ağlıyordum,her anneye gülerek bakıyordum,Emir'in odasına gidip onun yatağında yatacağı günleri düşünüp hayaller kuruyordum,doğacağı günü iple çekiyordum ama aynı zamanda,ne yazık ki kafamın içinde bir başka Pelin daha vardı.Bu Pelin korkudan üç buçuk atıyordu ve sürekli aynı şeyleri düşünüyordu.'Ben nasıl çocuk bakıcam?Nasıl bir anne olucam?Ya çocuğum beni sevmesse?Ona yetebilicekmiyim?Ya sıkılırsam?Çocuğumu köpeğimden daha fazla sevicem dimi?(Biliyorum okurken saçma geliyor ama o zaman bu soru benim için gayet mantıklıydı)' gibi milyonlarca soru kafamda sürekli dönüyordu.Herkes hayatımın tamamen değişeceğini söyleyip duruyordu,ama ben değişsin istemiyordum.Herşey aynı kalsın istiyordum.Hormonlarım tavan yapmış durumdaydı.Her akşam eşim eve geldiğinde aynı soruları milyon kere tekrar edip,deliler gibi ağlıyordum.Aklım gitmişti.Geceleri düşünmekten uyuyamıyordum.

Sonra 11 Ekim günü geldi.39. haftam.Saat sabah 6 buçuk,elimizde çantamız,hastaneye gitmek üzere evden çıktık.Asansör'de Kerem beni kameraya çekiyor,ve ben şunu diyorum 'ben vazgeçtim,hazır değilim.'

Saat 9.30...Emir'in ilk defa ağlama sesini duyuyorum ve işte o an herşey duruyor,endişelerim uçup gidiyor,onları hatırlamıyorum bile.Kafamda ki tüm sorular cevaplanıyor,korkum yok oluyor ve mutluluktan deliler gibi ağlıyorum.Sonra kucağıma geliyor,kucağıma gelince artık ağlamıyor,sakinleşiyor ve hayat yeniden başlıyor.

Sanki biri bir düğmeye basıyor ve içinden başka birisi çıkıyor,hiç birşey umrunda olmayan,sadece kucağındaki bebeğiyle olamak isteyen,kendin için değil,ya ona birşey olursa diye korkmaya başlayan,kendini onsuz düşünemediğin ve hayatında hiç hissetmediği yoğunlukta bir sevgiyle deliler gibi aşık olan biri.Ve işin garibi bu saniyeler içinde oluyor,bir anda anne oluyorsun.Bir anda hazırsın.Yaşayacağın herşeye hazırsın.Yeter ki bebeğin iyi olsun.

Ben 6 aydır anneyim ve bir gün bile aklımdan doğurmasaydım keşke diye geçirmedim,tam tersine keşke daha önce doğursaymışım diyorum hergün.

Fakat kendini anne olmaya daha yakın hissetmek diye birşey varmış gerçekten,en azından benim için öyle oldu ve evliliğinin tadını çıkarmak istemek de çok normal diye düşünüyorum,hatta gerekli,tabii bu da benim fikrim.Ama içine 'acaba mı' diye bir kurt düşen,imkanları veya sağlığı sebebiyle değil de,sadece korktuğu için anne olmayı erteleyen veya hamile olan ama endişeden aklını kaçırmak üzere olan tüm anne adayları,sözüm size…lütfen hiç ama hiç korkmayın!Hepimizin içinde ortaya çıkmayı bekleyen bir anne var ve garanti ediyorum bebeğinizin doğduğu gün,hayatınızın en güzel günü olacak.Evet hayatınız çok değişecek,evet bazen eski hayatınızı özleyeceksiniz ama hiç bir zaman onsuz hayatınıza geri dönmek istemeyceksiniz.Şu an hayatınızın hangi noktasındaysanız,tadını çıkarın.O minnak istediği zaman gelecek ve geldiği gün siz hazır olacaksınız:)

İsteyen herkesin,istediği zamanda,sağlıklı bir bebeği olsun inşallah.

Sevgiler….:)






Sevgili anne bloggerlara...

Eğer ilk kez hamile kalıyorsanız,bir de etrafınız da yeni hamilelik yaşamış çocuk sahibi arkadaşlarınız,kuzenleriniz yada abla-kardeşleriniz yoksa,her şey daha da bir yeni oluyor.

Ben Emir'den önce çocuklarla çok içli dışlı olmayan biriydim,çünkü ailemde veya çevremde kimsenin çocuğu yoktu,hiç bir tecrübem olmadı bu konuyla ilgili,en çok annemle paylaşabiliyordum aklımdakileri ama o da en son hamileleiğini 30 sene önce yaşamış olduğu için hatırlayabildiği kadar cevap verebiliyordu.Sevicek bir bebek bile olmadı yakın çevremde hiç bir zaman.Dolayısıyla ben konuya baya ilgisiz ve yabancıydım.Hatta kucağıma aldığım ilk bebek oğlum oldu.

Bu ilgisizlik,hamile kaldığım gün değişti haliyle.Fakat konuyla ilgili zerre fikrin olmayınca kaygı oranı daha büyük oluyormuş,ben bunu gördüm.Midemin bu kadar bulanması normal miydi?Hissettiklerimin hepsi hormanal miydi?Aldığım kilo miktarı normal sınırlarda mıydı?Bulantıdan hiç birşey yiyemessem bebeğimi nasıl besliycektim?Hiç bir şey bilmezken çocuğuma nasıl bakıcaktım?Çocuk odasını nerden ve ne zaman almalıydım?İlk etapta nelere ihtiyacım olacaktı?Allahım,sorular havuzunda boğuluyordum.Etrafımdaki herkesin elbetti bir fikri vardı her konuyla ilgi,ama hepsi kısıtlı bilgi,benim tecrübeyle sabitlenmiş bilgilere ihtiyacım vardı beynimin sakinleşmesi için.

Dolayısıyla bilgisayar benim en yakın arkadaşım oldu 9 ay boyunca.Bazı teknik sorularımın cevabını bulabiliyor olsamda,internet her zaman dost olmuyor bildiğiniz gibi,kimi zaman bazı yazılar,insanın kafasını daha da karıştırabiliyor,ya da daha fazla soru oluşmasına katkıdabulunabiliyor.

Neyseki bir gün,karşıma bir kaç blog çıktı.Ve işte o gün kurtuldum.Hamile bloggerlar,anne bloggerlar,yeni anne bloggerlar,tecrübeli anne bloggerlar…Hazine bulmuştum resmen.Hamilelik belirtileri,hastane çantası,bebek arabası seçimi,ihtiyaç listeleri,bebek bakımı…..ne istersen var.

7. ayımdayken resmen uzman olmuştum,alacaklarım kafamda netti,yaşayacaklarım konusunda biraz bilgi sahibiydim.Hastane çantamı onlar sayesinde eksiksiz hazırladım.Alacaklar listemi onlar sayesinde oluşturdum.Bazen ağlarken,onların yazılarında okuduğum bir cümle ile sakinleştim.

Anne blogerlar,iyi ki varsınız.Burdan hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.Hele ki bazıları benim için daha da özel.Aslında tanımadığın insanların,sana yardım edebiliyor olması,haberleri olmasa da hayatında bu kadar büyük yer alabilmeleri ne kadar değişik ve güzel birşey.

İşte bu yüzden açtım bu blogu,sadece 1 kişinin bile kafasındaki sorularından bir kaçını cevaplıyabilirsem,hamileliğin getirdiği o gereksiz yoğunluktaki kaygıyı azıcıkta olsa azaltabilirsem ne mutlu bana.Bugün hala anne blogerlar benim en yakın arkadaşlarım:)Emir'le ilgili kafama bişi takıldığında,elim ilk bilgisayara,onların bloglarına gidiyor.Hepsine kocaman teşekkürler,iyi ki varlar!!


Merhaba...

Yazmayı seven ve kendini yazarak daha iyi ifade edebildiğine inanan biri olarak,bu blogu açmak kaçınılmaz olmuştu.Uzun zamandır takip ettiğim o kadar çok blog var ki,artık onlardan biri olmak beni heyecanlandırmıyor desem yalan olur.

29 yaşında,müziği,doğayı,doğalı ve hayvanları çok seven,elinden kamerası asla düşmeyen,kamera bulamassa fotoğraf çeken,o da olmassa telefonla idare eden,4 buçuk yıllık evli mutlu bir eş,6 aylık bir bebek ve 5 yaşında dört ayaklı sarışın bir koca bebek(Golden Retriever) annesi,ayrıca kendimin ve başka insanların özel günlerini belgeleyen ve bunu yapmaya bayılan,bir video tasarımcısıyım.

Yeni anne olduğum için anne-bebek yazılarım ağırlıkta olacakır diye düşünüyorum,bunun dışında,beni ben yapan,mutlu eden,etmeyen ve ilham veren diğer şeylerle ilgili yazılarımı da paylaşacağım.

Beni tanıyan,tanımayan ve yeni tanışacak olduğum herkese merhaba... dünyama hoşgeldiniz…:)