Emir'in 1 yaş Videosu

Emir 2 yaşına girdi,iki yaş videosu yolda fakat ben daha 1 yaş videosunu paylaşmamışım bile:)



Çekimler annesinin elinden çıkma tabii ki..:)Fakat çektiğin kişi kendi bebeğin olunca,o an hangi kamera daha yakındaysa ve hangisi daha kolay olucaksa onunla çekiliyomuş,dolayısıyla çekimler yarı amatör,yarı profesyonel:)

İyi izlemeler...



Mutlu olmak için beklemedeyiz

Hayatı ne kadar çok planıyoruz değil mi?

Şu zaman şunu yaparım,bu zaman bunu yaparım.2 sene içinde şöyle olsa,bu süreçte bunu yaparım.

Bir de sürekli bir bekleyiş var.Bu planların gerçekleşmesini bekleyiş.Sanki mutluluğumuz bunlara bağlıymış gibi.

''5 kilo versem kendimi çok seveceğim.Okulum biterse artık rahatlayacağım.Evlenirsem evde huzurum olacak.İşim istediğim gibi olursa harika olucam.Bir çocuğumuz olsa ailemiz tamam olacak.Endişelerimden bir kurtulsam,iç huzuruma kavuşacağım.İstediğim yerde yaşarsam,işte o zaman mutlu olucam.''

Ben son zamanlarda şunu farkettim.Ne yazık ki,tüm isteklerimiz ve beklentilerimiz gerçek olsada,mutluluğumuzu bunlara bağladıımız sürece hiç bir zaman tamamen mutlu olmayacağız.

Hayatım boyunca bu cümleleri kuran bir insan oldum ben.Tamamen mutlu olmam için hep bir sonraki adımda başarılı olmam gerek sandım.Şanslıydım,mutlu olabilemk için kendime koyduğum hedeflerin bazıları gerçekleşmeye başladı ve bu bir süre kendimi kandırmamı sağladı.Fakat belli bir süre sonra,içime dönüp baktığımda aslında hiçte değişmediğimi gördüm.Bazı istediklerimi elde etmiş olmam,çok şükrediyor olmam,hayatımı seviyor olmam demek,sıkıntılarımdan endişelerimden kurtuldum ve artık kendimi muhteşem hissediyorum demek değildiki...Hem gerçekleşmeyen de daha çok plan vardı ve sanki hep bir şey eksikti.Sanki beni tamamen mutlu olmaktan alıkoyan birşey vardı.

Ben senelerce bu hissi birşeylere bağladım.Bu yüzden olmuyor,şu yüzden böyleyim dedim.Sonra farkettim ki;her gün gerçek bir kendini kabullenme,iç huzur ve eksikliklerimle kendini sevebilme hissiydi aradığım.O zaman bunu niye dışarda arıyordum ki?

Bunu farkettim de ne oldum diye sorarsanız eğer?Hiiiiiççç...

Hala plan yapmaya devam ettim.Emindim çünkü,hatta bu sefer eksiği bulmuştum.Bu eksikle ilgili yapabileceğim ve geliştirebileceğim çok şey vardı.Şunu yapabilirdim mesela yada bunu değiştirebilirdim.Herşey yoluna giriyordu,hissediyordum.

Herşey olacağına varıcak lafı varya hani,herşeyi ona bağlamamalıydı belki?Belki 'başka bir plan' yoktu,planı BEN yapmalıydım.Kuralları ben koymalıydım.Başından beri burada hata yapıyordum ben,emindim.Hep kadercilikti benim sorunum.Doğruysa olur,hayırlısıysa olur,yeterince istersen olur,doğru zaman gelince olur.E peki olmuyorsa?O zaman düşünce sistemimi değiştirmekti mantıklı olan.

Ta ki,'bazen ne yaparsan yap,olmayınca olmuyor' u farkedinceye kadar.Evet emekler karşılıksız kalmıyor ve isteyince çok şey oluyor,çok şey gelişiyor,yenilikler seni buluyor,çok şey değişiyor,hatta sen değişiyorsun,içinden birşeyler yerine oturuyor ama hani bir nokta var ya,kırılma noktası.Sanki bir gün o nokta bir insanla veya bir tesadüfle kırılacak ve işte o zaman asıl hakettiğin değişim yaşanacak.'Dışardan farkedilebilen o büyük değişim'.

İşte bu değişimi beklemeye ve birşeyler yapmaya devam ederken,bir gün bambaşka birşey oldu.Beklenmedik birşey.Yönümü 'yine' değiştiren birşey.Kırılma noktasını artık görebiliyor fakat sadece dokunamıyorken,bu noktayı gözden yine tamamen kaybetmemi sağlayan birşey.İyi birşey.Hatta daha iyi birşey.

Sonra durdum.Düşündüm.Vazgeçtim mantıktan,planlardan.Kabul ettim.Bazı şeyler olmuyorsa,gerçekten bir sebebi var!Bazı şeyler olması gerektiği zamanı bekliyor.Bazı şeyler olmuyor çünkü daha iyi bir şey olmayı bekliyor.

Belki saflık bu?Hatta o meşhur Pollyannacılık.Fakat benim hayatım hep bu tarz örneklerle geçtiyse ve sonu hep daha iyi olduysa eğer,insanlar tarafından olmadığın biri gibi algılanmanın bile ne önemli vardı ki?Ne düşünürlerse düşünsünler,değil mi ama?



Sizde boşverin gitsin.Siz de,şu an yaşamanız gereken şeyi yaşıyorsunuz.Şimdi,olması gereken bu olduğu için burdasınız.Mutlu olmak için,dönüm noktanızı yaşamayı beklemeyin.Plan yapmayın.
Şimdi mutlu olun.Bazen hiç bir sebep göremesenizde,deneyin.Planlarınız ise yarısı gerçekleşmeyek,bunu bilin.Hayalleriniz demiyorum,sakın yanlış anlaşılma olmasın.Planlarınız.Hani şu zaman şu olsun,bu bitince şu başlasınlarınız.Hayat çok güzel süprizlerle dolu.Sizi bir duvardan ötekine vuran,dünyanızı sarsan,gülmekten krize sokan,kimi zaman gözlerinizden yaş kalmayıncaya kadar ağlatan süprizlerle dolu.

Hepimiz bazen iyisiyle kötüsüyle  'hayatımızın aldığı hale' inanamıyoruz değil mi?

Ben artık herşeyin,şimdi göremediğiniz daha iyi günlerimiz için yaşandığına gönülden inanıyorum.

Hadi şimdi hep birlikte,nefes alalım ve inanalım!

Umudumuzu hiç bir zaman kaybetmememiz dileğiyle.Sevgiler....

Emir 2 yaşında

11 Ekim 2013

2 sene geçti...

Benim canım büyüdü,2 yaşına girdi...

Ne kadar güzel bir gündü,ne kadar güzel bir doğum günü kutlaması oldu...

1 yaş doğumgünündeki gibi çekinir mi,huzursuzlanır mı acaba diye düşünmüşmüştüm,tam tersine o kadar mutlu oldu ki...

Hele pasta gelince mumları defalarca söndürmek istemesi...alkışlayarak kahkahalar atması...


Emir 1 yaşına girerken,hayatının ilk senesine baktığımda ne kadar çok 'ilk' yaşadığını ve ne kadar çok büyüdüğünü farketmek beni çok duygulandırmıştı.İlk senenin en büyük değişiklikleri yaşatacağını ve en çok ilkleri barındıracağını düşünmüştüm,daha fazlası olamaz demiştim.

Şimdi ise 2. senesini düşünürken,en az ilk yılı kadar şaşkın ve duygusalım.Yine ne çok ilk,ne kadar farklı İLK'ler,ne kadar çok değişiklik yaşamışız beraber.

Bu sene yürümüş mesela,bu sene konuşmuş.

Bu sene hayvanat bahçesine gitmiş,kumsallarda koşmuş ilk kez ve kumlardan kalaler yapmış.

İlgi alanları oluşmuş,uçaklara aşık olmuş,gemileri çok sevmiş,denizde balıkların yaşadığını keşfetmiş.

Kendi dilini yaratmış,bisküvisine gui demiş mesela.Uçaklara hıhı,emziğe fufu.

Emir'den önce aklımın ucuna gelmeyen salyangozlar bu kadar çok mu sevilirmiş?Fakat salyangoz demek ne zormuş,goligoligooo demek daha kolaymış sanki?

Dişlerini fırçalamış ve bu işi çok ciddiye almış.



'Annemmmmm' demiş bana içten içten,ellerini yanaklarıma koymuş gözlerime bakmış uzun uzun ve sonra öpmüş beni defalarca.

Babasıyla top oynamış ilk kez.Babası çok heves yapmış,çeşit çeşit top almış ama Emir hepsini sahiplenip,babasına dokundurmamış.

Paşa'ya 'aşkım Taştamm' der olmuş.

Huyları oluşmuş iyice,tatsızlık hiç sevmiyomuş meğersem.Mesela annesini babasını iyice kızdırına dek sınırları zorlayıp,en sonunca seslerimiz ciddileşmeye başlayınca,basmış hep kahkahayı.'Amaaaan,sizde canımmmm,şaka yaptım şaka' der gibi:)


Kendi uyumaya başlamış.İyi geceler diyince,dönüp popoyu gözlerini kapatmış.

İlk kez dans etmiş,çılgınlar gibi hemde:)

En sevdiği şarkısı bile olmuş,hatta ona takmış,annesiyle babasını bıktırmış ama ne yapsın,bayılıyomuş işte o şarkıda dans etmeye:)

Resim yapmaya başlamış bu sene.Tahtayla,kağıtla ve kalemle uzun uzuuun vakit geçiriyormuş.çok seviyormuş birşeyler çizmeyi.



Utangaçmış çok.Aynı zamanda insan da çok seviyomuş.Birazcık ilgi istiyomuş,ikna edilmeyi bekliyomuş,ilk adımı karşıdan bekliyormuş.Annesine benziyormuş.

Ne kadar haraketlenmiş bu yıl,ne kadar hızlı koşmaya başlamış.

Hiç yorulmuyormuş artık.Dakika sabit duramaz olmuş.

Kolunun altını açıp atmış kendini yatağa.Yiyin beni diyormuş artık.

Annesiyle babasını çok güldürmüş bu sene.Ne çok kahkaha atmışlar bu yıl birlikte.

Büyümüş.....Bebek değilmiş artık o...Bu yüzden bu sene bu kadar duygusallaştırıyormuş annesini...

Çocuk olmuş Emir çünkü...Minicik değilmiş artık.

Ama benim miniciğimmiş.Hep öyle kalıcakmış.Başka türlüsü mümkünm değilmiş.

Bakarken kalbimi acıtıyormuş.Babası da soruyormuş hep 'içi acır mı bir insanın sevmekten,normal mi?' diye

Acırmış.

Bunları yazarken ağlatırmış hatta.

O kadar çok sevilirmiş evlatlar.

İYİ Kİ DOĞDUN,İYİ Kİ BENİM OĞLUM OLDUN,CANIM OLDUN,KALBİM OLDUN.

SENİ ÇOK SEVİYORUM EMİR'İM...