Hamilelik
05:28Hamilelik,bir kadının yaşadığı en özel,en güzel,en enteresan,en şaşırtıcı ve en heyecan verici süreç.Anneliğe ilk adım,hayatının,benliğinin ve bedenin senin kontrolünden çıkmasının başlangıcı.Her gün,hem fiziksel hem duygusal değişimlerin şaşırtıcı yolculuğu.
Her kadında bu süreç farklı gelişiyor.Herkesin kendine özgü
bir serüveni var.
Ben biraz kendiminkinden bahsetmek istiyorum.
İlk 10 gün hiç bir belirtim yoktu.Benim midem bulanmıycak
heralde,ne kadarda şanslıyım ve harikayım diye ortalarda
geziniyordum.Arkadaşlarımızla kutlamaya gitmiştik,ayağımda topuklularım ve
daracık pantolonumla hamileliğimin ne
kadar muhteşem olduğunu düşünüyordum.Sonra bir anda gerçeklerle yüzleştim.Bir sabah
uyandım ve herşey değişmişti.İnanılmaz midem bulanıyordu fakat geçici olduğunu
düşündüm,ne de olsa adı üstündeydi;‘morning sickness’ yani sabah bulantısı.Sabah
geçti,öğlen oldu,sonra akşam oldu ama geçmiyordu,ertesi gün oldu,sabah yine
mide bulantısı ile uyandım,mutfağa gittim,buzdolabını açmamla tuvalete koşmam
bir oldu.Mutfak kapısının arkasındaki dolapta çaylar,baharatlar gibi şeyleri
saklıyoruz,o dolabı açtığımda daha önce almadığım kokuları almaya başlamıştım,o
dolabı hiç unutamıyorum,çünkü bir daha açamadım.Derken yemek yapadığımı
farkettim,en kötüsü soğandı.1 hafta sonra mutfağa girememeye başladım.
Mide bulantısı,bazı kadınlarda hamileliğin yolunda olduğunun
bir göstergesiymiş aslında,hormonların doğru yolda ilerlediğini gösteriyormuş,bu
benim vücudumun hormonlara bir tepkisiymiş sadece,sevinmeliymişim,doktorum böyle
demişti.Ama o an kendimi hamile gibi hissetmediğim için,kadın benimle dalga
geçiyor gibi gelmişti.Kendimi hamile değil,hasta gibi hissediyordum,kafamı kaldıramıyordum,yemek
yiyemiyordum,yemek yiyenlerin yanında duramıyordum,dışarı çıkınca restoranların
önünden bile geçemiyordum.Koku almam anormal derecede hassaslaşmıştı,köpeğim
Paşa’yla yarışır hale gelmiştim.Salonda camlar kapılar kapalı otururken,alt kat
komşuların balkonda içtiği sigaranın kokusunu alabiliyordum ve gidip
kusuyordum.
İyi gelebileceği tavsiye edilen,her otu,bitkiyi,yemeği
denedim.Doktorumun önerdiği her ilacı kullandım,mide bulantısı bilezikleri taktım.Ama
hiç biri işe yaramadı.İşe yarayan tek birşey vardı,o mucizeyi keşfetmem biraz
işleri kolaylaştırdı.Bu mucizanin adı,ÇUBUK KRAKER!
Çubuk kraker en yakın arkadaşım oldu hamileliğim boyunca.Eşim
gidip koliyle almıştı.hatta doğumdan bir hafta once son paketi bitirdim.Gece
bile mide bulantısıyla uyanıp,ağzıma çubuk kraker tıkıştırıyordum ve çok iyi
geliyordu.İlk zamanlar naneli şekerin de faydasını gördüm,anlık bir rahatlama
sağlıyordu.Bunun dışında inanılmaz bir gaz problemi,hazımsızlık,bağırsak
sorunları,midede yanma…Sindirim sistemiyle ilgili yaşanabilecek her problem
yaşadım.İlk üç ay 3 kilo verdim.Annem şehir dışındaydı o süreçte,onu arayıp
sürekli kızıyordum,niye yoksun diye,sanki annem gelince midem geçicekmiş gibi…
Neyseki geldi…:)Bana
çorbalar,kızarmış ekmekler,pirinç lapaları pişirdi ve yedirdi.Hiç bişey
pişirmeseydi de varlığı yetiryor annelerin..
12 haftalık kontrolümüzde,doktorumuz yüzde 70 ihtimalle
oğlumuz olacağını,yinede kesin emin olabilmemiz için 16. Haftayı beklememiz
gerektiğini söylemişti.İnsan ilk hamileliğinde bu tarz şeylerde bir farkındalık
yaşıyor sanırım,bende öyleydi.Evet hamileydim ama oğlum olacağını
duyunca,gerçekten içimde cinsiyeti olan bir bebek olduğunu farketmek beni baya duygulandırmıştı.Yalan değil,hep bir kızım olsun istiyorum,öyle
bir hayalim var,çoğu kadın gibi:)Ama
oğlum olacağını öğrenince hiç şaşırmadım,sanki doktor zaten bildiğim bir şeyi
teyit etmişti.Hamile kaldığım andan beri Emir’in geleceğini hissetmiştim:) ve çok
mutluydum.İçimde minik bir erkek vardı..Oğlum vardı…Sanki herşey biraz daha
gerçek olmuştu.
Çok hassaslaşmış,duygusallaşmış ve alınganlaşmıştım.Bir gece eşim arkadaşlarıyla
yemeğe gitmişti ve o gelene kadar ‘Allah’ım yapayanlızım kimsem yok’ diye
ağladığımı hatırlıyorum.Mide
bulantısının da sinir bozukluğuna çok katkısı vardı tabii.Bir de bütün gün kolumu
kaldıramadığım için yatıyordum,iyice depresif durumdaydım.
Bu yoğun bulantı ve duygusallık 3. Ayımın sonuna kadar
sürdü.16. haftamda ise bulantılar tamemen geçti fakat ne yazık ki mide yanmaları,hazımsızlık ve gaz beni asla terketmedi.Yinede bulantılar geçer geçmez her şey
güzelleşti.
4. ayımdan sonra,hem ağırlaşmamıştım hemde enerjim geri gelmişti.Yürüyüşlere başlamıştım,yemek yemeye başlamıştım,yoga yapıyordum,sosyal hayatıma
dönmüştüm.Hamileydim ve mutluydum.
16. haftamda annemle dışardayken,arabada oturuyordum.Annem
kullanıyordu,birden içimden bir şey ‘pıt’ etti,gazdır dedim.Bir daha etti.Elimi
karnıma götürdüm,şüpheyle. 3. kez pıtlayınca,emin oldum,bebeğimi ilk defa
hissetmiştim.Şimdi düşünüyorumda aynı pıtırtıları daha önce de hissetmiştim
aslında ama çok hafif olduğu için kondurmamışım.Hayatımın en güzel anlarından biriydi.
Sonra 5 aylık hamileyken Bodrum’a tatile gittik
ailece.Yüzdüm,gezdim,yedim.Herşey harikaydı.Çok kiloda almamıştım.Ama o sıralar
çok çabuk sinirlenmeye başladığımı hatırlıyorum,bir de arabanın sarsıntısı çok
rahatsız etmeye başlamıştı.Sırt ve karnımın büyümesiyle kaburgamın alt
kısımlarında ağrılar ve gerilmeler baya artmaya başlamıştı.
Tatilden döndüğümde 6 aylık hamileydim.Oğlumla ilk konserime
gittik,Jason Mraz.Aynı zamanlarda birtanecik arkadaşımızın düğünümüze gittik,dans bile ettik.
Bu süreçte artık sırt üstü yatamıyordum,yatarsam nefes alamıyordum ve artık 2 değil 3 yastıkla yatıyordum.Burnum artık sürekli tıkalıydı,asla açılmıyordu.
Bu süreçte artık sırt üstü yatamıyordum,yatarsam nefes alamıyordum ve artık 2 değil 3 yastıkla yatıyordum.Burnum artık sürekli tıkalıydı,asla açılmıyordu.
31. haftamda ailem ve arkadaşlarım tarafından hazırlanan muhteşem Baby
Shower partim vardı.Herşey harika olmuştu.(Resimlerini bir ara paylaşmak istiyorum)
32. haftamda ise kasılmalarım başladı.Doktorum kasılmaların
günde 10'u geçerse beni arıyorsun demişti.Bu ağrının kasılma olduğunu
farketmekte ayrı bir marifet o zamanlarda,yeni yeni yaşadığın için ne
yaşadığını bilmiyorsun.Ama gerçekten yaşayınca,karnın kaskatı kesilip,nefesine
kesen o sancı gelince ‘hıh galiba bu’
diyorsun.Bir gece bu kasılmaların 10’u değil 20’yi çoktaaan geçtiğini farkedince
panik oldum.Sancım yoktu ama karnım deli gibi kasılıyordu.Doktorumu aradım,bol
bol su içmemi ve kasılmalarım arasında dakika tutmamı ve 5 dk. aralığa düşerse
acil hasteneye gitmemi,düzensizse sabaha kadar beklememi fakat uyanınca mutlaka
kendisini görmem gerektiğini söyledi.
Kasılmalarım düzensizdi,sabahı bekledim.Hala sancım yoktu.Kahvaltımı edip doktoruma gttim,NST ile o gün tanıştım.Sancılarınızı ve kasılmalarınızı ölçen bir alet.20 dk. sonra,’hemşire sancınızı hissetmiyormusunuz?’ dedi.Çok dayınılmaz birşey hissetmiyorum dedim,şaşırdı.Doktorum geldi.Beni hastaneye yatırdılar.Açıkçası ben şaşkındım çünkü öyle doğuracak gibi bir durumum yoktu,niye yatıyordum anlamıştım.Derken sancıları hissetmeye başladım.Hissetmeseymişim daha iyimiş:)Bir kaç serum verildi,bir kaç tane ilaç içildikten sonra gayet iyiydim,korkulacak birşey yoktu,yaşananlar normaldi fakat yinede doktorum ‘Pelincim neredeyse doğurucak kadar kasılman var,bol bol yatıyorsun,dinleniyorsun ve bu bebeği en az 4 hafta daha içinde tutuyorsun’ demişti.Evime geldim ve 36. Haftaya kadar yattım,yattım,yattııııııımmmmmmmm.Bu süreçte 4-5 kez daha hastaneye gitmem gerekti,yine serumlar alındı ama başardık.Emir hala aynı durumdaydı,gelmiyordu,içerde kalmaya karar vermişti.Bu kasılmaların doğumu başlatmıyacağını fakat yinede dikkat etmem gerektiğini,kendimi yormadan son işlerimi tamamlyabileceğimin onayını doktrumdan aldım.Artık yatmam gerekmediği için çok mutluydum,kendimi dışarı attım fakat bu seferde okadar ağırlaşmıştımki ve Emir o kadar aşağıda duruyorduki,istesemde yürüyemiyordum.Bırakın yürüyememeyi,bence daha kötüsü OTURAMIYORDUM!Bunu hiç duymamıştım.Öğrenmiş oldum,bazılarına oluyormuş,normalmiş.Artık arabada kullanamaz hale gelmiştim.bence kullanabilirdim ama Kerem ve annemlerden kesinlikle izin koparamadım.
Ben hamileliğimde ödem sorunu yaşamayan
şanslılardandım.Ellerim,ayaklarım ve yüzüm hiç şişmedi,elbette yüzüm ve ellerim eskisi gibi değildi ama bu aldığım kilodandı.Hamilelik boyuncada
yediklerime dikkat ederek 15 kilo aldım.Daha önce hamile olmayanlar
‘yediklerine dikkat ettin ve 15 kilo mu aldın,bide etmeseydin ne olucaktı ‘
diyebilir ama hamilelik yaşamış olanlar beni anlamıştır.Kilo alımı o kadar kontrolsüzce hızlı ki….eskiden hamilelikte
30 kilo alanları duyunca ‘yok artık’derdim,artık öyle demiyorum,anlıyorum,hiç
çaba sarfetmeden 30 kilo almak mümkün.38 haftalıken artık yüzüm ve ellerimde ödem oluşmaya başladı,farklı bir şişmeye başladı.Kasılmalarım da iyice arttı,son hafta her gece ne olur bugün doğurmayayım diyerek uyuyordum.39. haftamda Emir'im kucağımdaydı.
Beni hamilelikte en çok hormonal değiklikler sebebiyle
değişen psikolojim etkiledi diyebilirim.Normalde de hassas bir yapıya
sahibim,bu ekstra ekstra hassaslık fazla
yorucuydu.Herkese küsüyordum içimden,herşeye üzülüyordum,ağlıyordum.Genel olarak daha sinirliydim,eşime daha çok bağrıyordum ama bir yandanda onsuz 5 dk. duramıyordum.Her normal duygum daha aşırıydı,yani normalde nasıl hissediyorsam hamileliğimde o hissin extrasını hissediyorum:) Bunun artıkarı da yok değil,güleceğim şeye çoookk daha fazla gülüyordum,mutlu olduğumda aşırı mutlu oluyordum,sevdiklerimi çok daha fazla seviyordum.Bu sevgiler kalıcı oldu işin güzel tarafı,artık bazı kişilerin kıymetini daha iyi biliyorum.Hele ki eşimi daha da çok sevdim,daha da çok bağlandım.
Bence erkeklerin işi de çok zor.Bir anda
evlendiğin kadın gidiyor,yerine bambaşka biri geliyor.Düşmanı
da,sevgiliside,kocasıda,en yakın arkadaşı da sensin.Ama bu kadın patlamaya
hazır bir bomba,her anlamda.Onunla konuşurken her kelimeni özenle
seçmelisin.Ona ne
kadar güzel olduğunu söylemelisin,bu yeni tanışdığın kadına karşı çok çok
dikkatli olmalısın.Eski halimizi özlüyorlardır eminim,bizim yaşadıklarımızı yaşamadıkları
için aynı şeyleri de hissedemiyolar doğal olarak,yani biraz zor bir durum.Bunun
üzerine eğitimler verilebilir bence,’hamilere nasıl davranılmalı’:)Bunun üzerine ayrıca
bir yazı yazmayı planlıyorum.Çok çok önemli olduğunu düşünüyorum:)
Şimdi geriye dönüp bakınca…çok şükür harika bir hamilelik
geçirdim,hiç bir sorun yaşamadım,yaşadıklarım çok olağan şeylerdi,sorun bile
değillerdi fakat yine de,hamileliğe bayıldığımı söylersem yalan söylemiş
olurum.Özellikle 32. haftadan sonra o 8 hafta geçmedi benim için,gerçi
yatmamında büyük etkisi var ama ben kendimi 32. haftadan sonra gerçekten hamile
gibi hissettim.Hareketlerim o zamandan
sonra kısıtlandı.Bir de artık kendimi tam bir balon gibi hissediyordum,üzerime
olan 2 tane şeyim filan vardı,karnım aşırı büyüktü,belim çok
ağrıyordu,bacaklarım beni taşımıyordu,2 adım yürüsem Emir oturmamı istiyordu,e
oturamıyordum da,habire yatıyordum.
Yattıkça kuruyordum,kurdukça korkuyordum,her akşam
ağlıyordum.Annelikten,bebek bakmaktan,özellikle de doğumdan çok
korkuyordum.Şimdi düşünüyordumda ‘Kerem bana iyi dayanmış’:)
Ama beyin çok acayip birşey…Şimdi ne oldu biliyomusunuz?Bunları
hep gülerek yazıyorum.Unuttum çünkü.Kötüyü unuttum.Tek hatırladığım,Emir’in
karnımdaki haraketleri,sürekli elimin karnımda olması,onu hissetmem,içimde bebeğimi taşıyor olmamın inanılmaz ve sarhoş edici mutluluğu,her doktor randevumuzda oğlumu görme heyecanı ve en önemlisi ise doğum.O deli gibi korktuğum,o muhteşem
an.Emir’i doğurduktan 1 gün sonra anneme
‘tekrar doğurmak istiyorum’ dedim.’Tekrar hamile kalmak istiyorum,bu muhteşem olayı
10 kere daha yaşamak istiyorum’
Şu an 6 buçuk ay geçti doğumum üzerinden ve hala aynı
düşünüyorum.Tekrar hamile kalmak,tekrar şişmek,tekrar yürüyememek istiyorum:)Ama bu sefer
korkmadan,endişelenmeden,tadını çıkararak.:) Artık 4-5 çocuk sahibi kadınları
anlıyorum…Annelik harika bir duygu.Hamilelik de öyle.Önemli olan tek şey,sağlıklı
bebeklerimizin olması.Gerisi geçip gidiyor hemen.
Son olarak hamilelik sürecinde en çok özlediğim şey;kahveydi.Haftada bir gün içme hakkı koymuştum kendime.Herşeyden zoru oydu:)
0 yorum