Hamilelik

05:28


Hamilelik,bir kadının yaşadığı en özel,en güzel,en enteresan,en şaşırtıcı ve en heyecan verici süreç.Anneliğe ilk adım,hayatının,benliğinin ve bedenin senin kontrolünden çıkmasının başlangıcı.Her gün,hem fiziksel hem  duygusal değişimlerin şaşırtıcı yolculuğu.

Her kadında bu süreç farklı gelişiyor.Herkesin kendine özgü bir serüveni var.
Ben biraz kendiminkinden bahsetmek istiyorum.

Hamile kaldığımı erken öğrenenlerdenim ben.Doktora gittiğimizde,4 hafta 3 günlüktü minik mercimek ve boyu 1 cm. bile değildi.

İlk 10 gün hiç bir belirtim yoktu.Benim midem bulanmıycak heralde,ne kadarda şanslıyım ve harikayım diye ortalarda geziniyordum.Arkadaşlarımızla kutlamaya gitmiştik,ayağımda topuklularım ve daracık pantolonumla  hamileliğimin ne kadar muhteşem olduğunu düşünüyordum.Sonra bir anda gerçeklerle yüzleştim.Bir sabah uyandım ve herşey değişmişti.İnanılmaz midem bulanıyordu fakat geçici olduğunu düşündüm,ne de olsa adı üstündeydi;‘morning sickness’ yani sabah bulantısı.Sabah geçti,öğlen oldu,sonra akşam oldu ama geçmiyordu,ertesi gün oldu,sabah yine mide bulantısı ile uyandım,mutfağa gittim,buzdolabını açmamla tuvalete koşmam bir oldu.Mutfak kapısının arkasındaki dolapta çaylar,baharatlar gibi şeyleri saklıyoruz,o dolabı açtığımda daha önce almadığım kokuları almaya başlamıştım,o dolabı hiç unutamıyorum,çünkü bir daha açamadım.Derken yemek yapadığımı farkettim,en kötüsü soğandı.1 hafta sonra mutfağa girememeye başladım.

Mide bulantısı,bazı kadınlarda hamileliğin yolunda olduğunun bir göstergesiymiş aslında,hormonların doğru yolda ilerlediğini gösteriyormuş,bu benim vücudumun hormonlara bir tepkisiymiş sadece,sevinmeliymişim,doktorum böyle demişti.Ama o an kendimi hamile gibi hissetmediğim için,kadın benimle dalga geçiyor gibi gelmişti.Kendimi hamile değil,hasta gibi hissediyordum,kafamı kaldıramıyordum,yemek yiyemiyordum,yemek yiyenlerin yanında duramıyordum,dışarı çıkınca restoranların önünden bile geçemiyordum.Koku almam anormal derecede hassaslaşmıştı,köpeğim Paşa’yla yarışır hale gelmiştim.Salonda camlar kapılar kapalı otururken,alt kat komşuların balkonda içtiği sigaranın kokusunu alabiliyordum ve gidip kusuyordum.

İyi gelebileceği tavsiye edilen,her otu,bitkiyi,yemeği denedim.Doktorumun önerdiği her ilacı kullandım,mide bulantısı bilezikleri taktım.Ama hiç biri işe yaramadı.İşe yarayan tek birşey vardı,o mucizeyi keşfetmem biraz işleri kolaylaştırdı.Bu mucizanin adı,ÇUBUK KRAKER!

Çubuk kraker en yakın arkadaşım oldu hamileliğim boyunca.Eşim gidip koliyle almıştı.hatta doğumdan bir hafta once son paketi bitirdim.Gece bile mide bulantısıyla uyanıp,ağzıma çubuk kraker tıkıştırıyordum ve çok iyi geliyordu.İlk zamanlar naneli şekerin de faydasını gördüm,anlık bir rahatlama sağlıyordu.Bunun dışında inanılmaz bir gaz problemi,hazımsızlık,bağırsak sorunları,midede yanma…Sindirim sistemiyle ilgili yaşanabilecek her problem yaşadım.İlk üç ay 3 kilo verdim.Annem şehir dışındaydı o süreçte,onu arayıp sürekli kızıyordum,niye yoksun diye,sanki annem gelince midem geçicekmiş gibi…

Neyseki geldi…:)Bana çorbalar,kızarmış ekmekler,pirinç lapaları pişirdi ve yedirdi.Hiç bişey pişirmeseydi de varlığı yetiryor annelerin..


12 haftalık kontrolümüzde,doktorumuz yüzde 70 ihtimalle oğlumuz olacağını,yinede kesin emin olabilmemiz için 16. Haftayı beklememiz gerektiğini söylemişti.İnsan ilk hamileliğinde bu tarz şeylerde bir farkındalık yaşıyor sanırım,bende öyleydi.Evet hamileydim ama oğlum olacağını duyunca,gerçekten içimde cinsiyeti olan bir bebek olduğunu farketmek beni baya duygulandırmıştı.Yalan değil,hep bir kızım olsun istiyorum,öyle bir hayalim var,çoğu kadın gibi:)Ama oğlum olacağını öğrenince hiç şaşırmadım,sanki doktor zaten bildiğim bir şeyi teyit etmişti.Hamile kaldığım andan beri Emir’in geleceğini hissetmiştim:) ve çok mutluydum.İçimde minik bir erkek vardı..Oğlum vardı…Sanki herşey biraz daha gerçek olmuştu.

Çok hassaslaşmış,duygusallaşmış ve alınganlaşmıştım.Bir gece eşim arkadaşlarıyla yemeğe gitmişti ve o gelene kadar ‘Allah’ım yapayanlızım kimsem yok’ diye ağladığımı hatırlıyorum.Mide bulantısının da sinir bozukluğuna çok katkısı vardı tabii.Bir de bütün gün kolumu kaldıramadığım için yatıyordum,iyice depresif durumdaydım.

Bu yoğun bulantı ve duygusallık 3. Ayımın sonuna kadar sürdü.16. haftamda ise bulantılar tamemen geçti fakat ne yazık ki mide yanmaları,hazımsızlık ve gaz beni asla terketmedi.Yinede bulantılar geçer geçmez  her şey güzelleşti.

4. ayımdan sonra,hem ağırlaşmamıştım hemde enerjim geri gelmişti.Yürüyüşlere başlamıştım,yemek yemeye başlamıştım,yoga yapıyordum,sosyal hayatıma dönmüştüm.Hamileydim ve mutluydum.

16. haftamda annemle dışardayken,arabada oturuyordum.Annem kullanıyordu,birden içimden bir şey ‘pıt’ etti,gazdır dedim.Bir daha etti.Elimi karnıma götürdüm,şüpheyle. 3. kez pıtlayınca,emin oldum,bebeğimi ilk defa hissetmiştim.Şimdi düşünüyorumda aynı pıtırtıları daha önce de hissetmiştim aslında ama çok hafif olduğu için kondurmamışım.Hayatımın en güzel anlarından biriydi.

Sonra 5 aylık hamileyken Bodrum’a tatile gittik ailece.Yüzdüm,gezdim,yedim.Herşey harikaydı.Çok kiloda almamıştım.Ama o sıralar çok çabuk sinirlenmeye başladığımı hatırlıyorum,bir de arabanın sarsıntısı çok rahatsız etmeye başlamıştı.Sırt ve karnımın büyümesiyle kaburgamın alt kısımlarında ağrılar ve gerilmeler baya artmaya başlamıştı.

Tatilden döndüğümde 6 aylık hamileydim.Oğlumla ilk konserime gittik,Jason Mraz.Aynı zamanlarda birtanecik arkadaşımızın düğünümüze gittik,dans bile ettik.

Bu süreçte artık sırt üstü yatamıyordum,yatarsam nefes alamıyordum ve artık 2 değil 3 yastıkla yatıyordum.Burnum artık sürekli tıkalıydı,asla açılmıyordu.

31. haftamda ailem ve arkadaşlarım tarafından hazırlanan muhteşem Baby Shower partim vardı.Herşey harika olmuştu.(Resimlerini bir ara paylaşmak istiyorum)

32. haftamda ise kasılmalarım başladı.Doktorum kasılmaların günde 10'u geçerse beni arıyorsun demişti.Bu ağrının kasılma olduğunu farketmekte ayrı bir marifet o zamanlarda,yeni yeni yaşadığın için ne yaşadığını bilmiyorsun.Ama gerçekten yaşayınca,karnın kaskatı kesilip,nefesine kesen o sancı gelince  ‘hıh galiba bu’ diyorsun.Bir gece bu kasılmaların 10’u değil 20’yi çoktaaan geçtiğini farkedince panik oldum.Sancım yoktu ama karnım deli gibi kasılıyordu.Doktorumu aradım,bol bol su içmemi ve kasılmalarım arasında dakika tutmamı ve 5 dk. aralığa düşerse acil hasteneye gitmemi,düzensizse sabaha kadar beklememi fakat uyanınca mutlaka kendisini görmem gerektiğini söyledi.


Kasılmalarım düzensizdi,sabahı bekledim.Hala sancım yoktu.Kahvaltımı edip doktoruma gttim,NST ile o gün tanıştım.Sancılarınızı ve kasılmalarınızı ölçen bir alet.20 dk. sonra,’hemşire sancınızı hissetmiyormusunuz?’ dedi.Çok dayınılmaz birşey hissetmiyorum dedim,şaşırdı.Doktorum geldi.Beni   hastaneye yatırdılar.Açıkçası ben şaşkındım çünkü öyle doğuracak gibi bir durumum yoktu,niye yatıyordum anlamıştım.Derken sancıları hissetmeye başladım.Hissetmeseymişim daha iyimiş:)Bir kaç serum verildi,bir kaç tane ilaç içildikten sonra gayet iyiydim,korkulacak birşey yoktu,yaşananlar normaldi fakat yinede doktorum  ‘Pelincim neredeyse doğurucak kadar kasılman var,bol bol yatıyorsun,dinleniyorsun ve bu bebeği en az 4 hafta daha içinde tutuyorsun’ demişti.Evime geldim ve 36. Haftaya kadar yattım,yattım,yattııııııımmmmmmmm.Bu süreçte 4-5 kez daha hastaneye gitmem gerekti,yine serumlar alındı ama başardık.Emir hala aynı durumdaydı,gelmiyordu,içerde kalmaya karar vermişti.Bu kasılmaların doğumu başlatmıyacağını fakat yinede dikkat etmem gerektiğini,kendimi yormadan son işlerimi tamamlyabileceğimin onayını doktrumdan aldım.Artık yatmam gerekmediği için çok mutluydum,kendimi dışarı attım fakat bu seferde okadar ağırlaşmıştımki ve Emir o kadar aşağıda duruyorduki,istesemde yürüyemiyordum.Bırakın yürüyememeyi,bence daha kötüsü OTURAMIYORDUM!Bunu hiç duymamıştım.Öğrenmiş oldum,bazılarına oluyormuş,normalmiş.Artık arabada kullanamaz hale gelmiştim.bence kullanabilirdim ama Kerem ve annemlerden kesinlikle izin koparamadım.

Ben hamileliğimde ödem sorunu yaşamayan şanslılardandım.Ellerim,ayaklarım ve yüzüm hiç şişmedi,elbette yüzüm ve ellerim eskisi gibi değildi ama bu aldığım kilodandı.Hamilelik boyuncada yediklerime dikkat ederek 15 kilo aldım.Daha önce hamile olmayanlar ‘yediklerine dikkat ettin ve 15 kilo mu aldın,bide etmeseydin ne olucaktı ‘ diyebilir ama hamilelik yaşamış olanlar beni anlamıştır.Kilo alımı o kadar kontrolsüzce hızlı ki….eskiden hamilelikte 30 kilo alanları duyunca ‘yok artık’derdim,artık öyle demiyorum,anlıyorum,hiç çaba sarfetmeden 30 kilo almak mümkün.38 haftalıken artık yüzüm ve ellerimde ödem oluşmaya başladı,farklı bir şişmeye başladı.Kasılmalarım da iyice arttı,son hafta her gece ne olur bugün doğurmayayım diyerek uyuyordum.39. haftamda Emir'im kucağımdaydı.

Beni hamilelikte en çok hormonal değiklikler sebebiyle değişen psikolojim etkiledi diyebilirim.Normalde de hassas bir yapıya sahibim,bu ekstra ekstra hassaslık  fazla yorucuydu.Herkese küsüyordum içimden,herşeye üzülüyordum,ağlıyordum.Genel olarak daha sinirliydim,eşime daha çok bağrıyordum ama bir yandanda onsuz 5 dk. duramıyordum.Her normal duygum daha aşırıydı,yani normalde nasıl hissediyorsam hamileliğimde o hissin extrasını hissediyorum:) Bunun artıkarı da yok değil,güleceğim şeye çoookk daha fazla gülüyordum,mutlu olduğumda aşırı mutlu oluyordum,sevdiklerimi çok daha fazla seviyordum.Bu sevgiler kalıcı oldu işin güzel tarafı,artık bazı kişilerin kıymetini daha iyi biliyorum.Hele ki eşimi daha da çok sevdim,daha da çok bağlandım.

Bence erkeklerin işi de çok zor.Bir anda evlendiğin kadın gidiyor,yerine bambaşka biri geliyor.Düşmanı da,sevgiliside,kocasıda,en yakın arkadaşı da sensin.Ama bu kadın patlamaya hazır bir bomba,her anlamda.Onunla konuşurken her kelimeni özenle seçmelisin.Ona ne kadar güzel olduğunu söylemelisin,bu yeni tanışdığın kadına karşı çok çok dikkatli olmalısın.Eski halimizi özlüyorlardır eminim,bizim yaşadıklarımızı yaşamadıkları için aynı şeyleri de hissedemiyolar doğal olarak,yani biraz zor bir durum.Bunun üzerine eğitimler verilebilir bence,’hamilere nasıl davranılmalı’:)Bunun üzerine ayrıca bir yazı yazmayı planlıyorum.Çok çok önemli olduğunu düşünüyorum:)

Şimdi geriye dönüp bakınca…çok şükür harika bir hamilelik geçirdim,hiç bir sorun yaşamadım,yaşadıklarım çok olağan şeylerdi,sorun bile değillerdi fakat yine de,hamileliğe bayıldığımı söylersem yalan söylemiş olurum.Özellikle 32. haftadan sonra o 8 hafta geçmedi benim için,gerçi yatmamında büyük etkisi var ama ben kendimi 32. haftadan sonra gerçekten hamile gibi hissettim.Hareketlerim  o zamandan sonra kısıtlandı.Bir de artık kendimi tam bir balon gibi hissediyordum,üzerime olan 2 tane şeyim filan vardı,karnım aşırı büyüktü,belim çok ağrıyordu,bacaklarım beni taşımıyordu,2 adım yürüsem Emir oturmamı istiyordu,e oturamıyordum da,habire yatıyordum.

Yattıkça kuruyordum,kurdukça korkuyordum,her akşam ağlıyordum.Annelikten,bebek bakmaktan,özellikle de doğumdan çok korkuyordum.Şimdi düşünüyordumda ‘Kerem bana iyi dayanmış’:)

Ama beyin çok acayip birşey…Şimdi ne oldu biliyomusunuz?Bunları hep gülerek yazıyorum.Unuttum çünkü.Kötüyü unuttum.Tek hatırladığım,Emir’in karnımdaki haraketleri,sürekli elimin karnımda olması,onu hissetmem,içimde bebeğimi taşıyor olmamın inanılmaz ve sarhoş edici mutluluğu,her  doktor randevumuzda oğlumu görme heyecanı ve en önemlisi ise doğum.O deli gibi korktuğum,o muhteşem an.Emir’i doğurduktan 1 gün sonra  anneme ‘tekrar doğurmak istiyorum’ dedim.’Tekrar hamile kalmak istiyorum,bu muhteşem olayı 10 kere daha yaşamak istiyorum’

Şu an 6 buçuk ay geçti doğumum üzerinden ve hala aynı düşünüyorum.Tekrar hamile kalmak,tekrar şişmek,tekrar yürüyememek istiyorum:)Ama bu sefer korkmadan,endişelenmeden,tadını çıkararak.:) Artık 4-5 çocuk sahibi kadınları anlıyorum…Annelik harika bir duygu.Hamilelik de öyle.Önemli olan tek şey,sağlıklı bebeklerimizin olması.Gerisi geçip gidiyor hemen.



Son olarak hamilelik sürecinde en çok özlediğim şey;kahveydi.Haftada bir gün içme hakkı koymuştum kendime.Herşeyden zoru oydu:)




You Might Also Like

0 yorum