Lohusalık
00:17
Lohusalık uzun zamandır yazmak istediğim konuydu.Tanımı ve yaşattığı
değişiklikler Vikipedia’ya göre şu şekilde;
‘’Lohusalık bir kadının doğumdan
sonra yaşadığı yaklaşık 6 haftalık süreci tanımlayan doğum sonrası döneme
verilen isimdir. Lohusalıkta hormon seviyeleri ve
rahim boyutları gebelik öncesi seviyelere geriler.Lohusalığın ilk haftasında
psikolojik olarak değişiklikler yaşanabilir’’
Benim yazacaklarım ise benim tecrübe ettiğim bazı
detaylar.
PSİKOLOJİ
Benim lohusalığım çok iyi geçti
diyebilirim,bu konuda gerçekten kendimi şanslı hissediyordum.Çünkü doğum
sonrası depresyonu veya yeni annelikle ilgili endişeler yaşamadım ve bu benim
korktuğum birşeydi,çünkü kolayca depresif olabilen ve çok kolay duygu durum
değişiklikleri yaşabilen bir karakterim var.Neyse ki benim moralim bile bozuk
değildi tam tersine çok mutluydum.Fakat hala eski Pelin değildim,hamile Pelin
de değildim.Bu başka bir Pelin’di.Hamilelikteki Pelin’e kıyasla hiçte fena biri
değildi ama hala eski haline dönememişti.E haklıydı,o kadar hormonun eski
haline dönemesi kolay mı?
Bu konu ile söyleyebilecğim ilk
ve en önemli şey;lohusalığın 6 hafta yani 40 gün sürmediği.Ben doğumdan ancak 3
ay sonra kendimi,yavaş yavaş normal hissetmeye başladım,emzirme bittikten tam
bir ay sonra ise psikolojik olarak tamamen eski Pelin’dim.Ha bitti ha bitecek
bu dönem diye beklerken bitmediğini farkettiğinimde şaşırıp ben ömürboyu böyle
mi kalıcam acaba diye düşünmedim değil.Yeni itiraf etti eşim,o da böyle
düşünmüş:)Özellikle ilk aylarda ki o yoğun emzirme dönemi biraz azalmadan,kendini eskisi gibi hissetmek zor, önce bir kabul etmek
gerek:)
İlk kez,hastanedeki ikinci
günümde çok ağladığımı hatırlıyorum.Oda çok kalabalıktı,ben emzirme sebebi ile
çok terliyordum ve tuvalete gitmek istiyorudum ama gidemiyordum,çünkü annem
üstünü değiştirmek için eve gitmişti,nedense başka kimseye
söyleyemedim,çekindim.Aynı anda Emir yeni doğan sünneti olmaya gittiği için
aklım ondaydı,fakat yapacak birşey yoktu.Odada 15 kişiydik ve benim tek
istediğim ağlamaktı ama ağlayamıyordum.Herkes sonunda benim fenalaşmamı
farketmiş olsa gerek,bir anda odayı boşalttı ve ben deliler gibi ağlamaya
başladım.O sırada annem geldi ve kayınvalidem de vardı.Biraz onlara dert yandım
fakat asıl sebep bu değildi tabii.Yeni doğum yapmıştım ve canım ağlamak
istiyordu. Bu ağlama bana çok iyi geldi,annelerimin hassaslığımın normal olduğunu söylemeleri
ve benim güzelce bir duş almamla normale dönmüştüm.
Eve dönmeyi çok istediğimi
söyleyemem.Çünkü hastanede herşey çok kolaydı:)Neyse ki Emir’in ilk araba
seyahatini yapacak olmasının heyecanlı mutluluğu ve benim elime kamerayı
almamla,ağlayıp zırlmaya fırsatım olmadan eve dönmeyi başardık.
Eve döndükten sonra ise farklı
bir duygusallık ve hassaslık başladı.
Haberlerde annelerle ilgili
birşey görünce ağlıyordum,Emir’e bakınca mutluluktan ağlıyordum,emzirirken aramızdaki
bağa inanamayarak ağlıyordum.Dokunsalar ağlıyordum yani:)
Lohusalığın bana yaşatığı en
komik duygusal durum ise,hamileliği çok özlemem oldu.’Bitsin artık yürüyebilmek
ve oturabilmek istiyorum’ diyerek gün saydığım hamileliğim gerçekten sona
erince bana bir haller oldu.Sanırsınız ki çocuğu zorla çıkardılar.Ay bir
hüzün,bir saçmalık.Kadın doğum doktorumu filan özlüyordum.Dışarı çıkabildiğim
anlarda,her neredeysem ‘ay ben en son burdayken hamileydiiiiim’ diye
sızlanıyordum.İlk doktor kontrolüne gittiğimde karnımı açtım direk,sanki
ultrasona gelmişim gibi.Kerem’le muhabbetimin önemli bir bölümü hamileliğimle
ilgiliydi.
Emir’i bir saniye bırakıp dışarı
çıkmak istemiyordum.Tek istediğim onunla
olmaktı ve emzirmekti.
Bize birşey olursa Emir’e kim
bakar,kim büyütür korkusu başladı.Ölmekten korkmak,daha doğrusu biz ölürsek
Emir’in yaşayacaklarından korkmak gibi bir fobi oluştu. Arabaya binerken,iki dakikalık mesafede bile emniyet kemerini takma gibi güzel alışkanlıklar
kazandım.Çünkü artık riskleri minimum indirmek istiyordum,hala aynı
düşüncedeyim.
Emir hiç büyümesin istiyordum.Hep
böyle kollarımda kalsın.Zaman dursun,biz böyle yapışık yaşıyalım,annem çok
kızıyordu bu lafıma,büyümesin deme kızım,kilo almayacak küçük kalıcak diyordu:)
Lohusalığımı annemin yardımı ile
geçirdiğim için çok şanslıydım.Özellikle ilk
haftalar,her ihtiyacımda yanımda Kerem yerine annemi istedim.Bu herkesde
farklı olabiliyor tabii ama benim için annem yeni bir boyut kazandı:)Annem artık sadece benim annem
değildi,annem bir anneydi!Beni anlayabilen tek insandı,yeni yaşamaya başladığım
bu bebek gezegeninde kendimi yapayanlız hissederken,annem en iyi arkadaşım,tek
dayanağımdı.En yakınımdı,bebeğimi en az benim kadar sevdiğini bildiğim
kişiydi.İlk 30 gün yanımdan hiç ayrılmadı,sonra yavaş yavaş, alıştıra alıştıra
evine döndü.Evine dönmesi beni hem mutlu ediyordu hem de çok
sinirlendiriyordu.Sinirlenmemin tek sebebi ‘korku’ydu.Bu yola birlikte
çıkmıştık sanki,biz bir takım olmuştuk ve o beni terkedip gidiyordu.Bu sinir
bir süre sonra geçince,yerine huzur geldi.Kocamla ve bebeğimizle başbaşa,bir
aile olmamızın huzuru…
EMZİRME VE PSİKOLOJİSİ
Emzirme konusu benim yeni hobim
oldu bu süreçte.Habire Emir ne kadar emdi,süt yetti mi,ne yapsamda sütüm artsa
gibi düşüncelerle meşguldüm.İlk üç ay bol olan sütümün bir anda azalması ile bu
yeni hobimi takıntıya dönüştü.Valla abartmıyorum,habire ağlıyordum sütüm niye
az diye.E ağladıkça sütüm daha da azalıyordu,taktıkça daha da
etkileniyordu.Bunu diyenlere inanmazdım ama ne zaman üzülsem daha az süt
sağıyordum,ne zaman umursamasam neredeyse 2 katı kadar fazla sütüm
oluyordu.Emir’i sırf kilosunu ölçtürmek için doktora götürüp duran annelerden
olmuştum.Doktorumuz beni sütümün yeterli olduğuna ikna etmek için baya bir çaba
sarfetti.’Bakın Pelin Hanım,Emir kilo alıyor,demekki sütünüz var ve bebeğinize
yetiyor’ bu cümleyi o kadar çok duydumki kendisinden.İnandım mı peki?Hayııırrrr.
O kadar kafaya taktım ki,evrene
mesaj mı gönderdim,çağırdım mıdır nedir,Emir’in 4 aylıkken emmek istememeye
başlamasının da büyük katkısıyla,5 buçuk ay sonra sütüm bitti.En son olmayan
sütümü sağıyordum,belki artar diye.Fakat artık ailemin ‘sen iyice çıldırdın’
baskılarıyla ve tüm gün sağıp bir tatlı kaşığı süt çıkarabildiğim gerçeğiyle
yüzleşince,emzirme hikayemin sonuna geldim.
KİLO
İştahım artmamıştı fakat tatlı
ihtiyacım çok artmıştı.Canım tatlı çekmiyordu,tatlıya resmen ihtiyaç
hissediyordum,çünkü emzirirken kalori yakımı olduğu için,zaten düşük olan
şekerim iyice düşüyordu.
Neyse ki kilo almamayı başardım,benim
yerime eşim kilo aldı bu süreçte:) Çünkü eve her gelen tatlı
getiriyordu.Emziren kadına tatlı getirmek adettendir bilirsiniz,’sütün bol
olsun’ denir.Fakat bu kesinlikte doğru değil sevgili lohusa adayları,sütü bol
yapan,arttıran tek şey,SU,SU,SU!!!
Hamileliğimde 15 kilo
aldım.Doğumdan 2 hafta sonra 8 kilosunu kendiliğinden verdim.Sonra durdum.Halbuki
ben böyle devam edicek sanmıştım,bir iki ay sonra eski kiloma döneceğime filan zannetmiştim.E
öyle olmuyormuş tabii.Bir baktım ben normalden 7 kilo fazla,ve bu kilonun yüzde
80’i alt tarafta birikmiş olan bir kadın olmuşum.Bir de kısa boylu olunca,o 7
kilo az durmuyor.
Valla şimdi size söylemek istediğim
cümleler aslında şunlar;
‘Bu kiloları 9 ayda aldınız,bir
insan yarattınız,vücudunuz inanılmaz bir değişim geçirdi.Eski haline gelmesi
zaman alacaktır,bu sebeple asla strese girmeyin,bu sizin psikolojinizi ve
dolayısıyla sütünüzü çok etkiler.Sakin olun,yeni bedeninizi sevin,hazır
olduğunuzda eski halinize döneceksiniz,siz şişman değilsiniz sadece yeni doğum
yaptınız’
Bu cümleler yüzde yüz doğru olsa da
ben bu lafları size söyler ve konuyu kapatırsam iki yüzlülük yapmış olurum çünkü ben hiç böyle
düşünmedim,düşünemedim.Emzirmek ve
sütümün miktarı ile kafayı yemekten arta kalan zamanlarda düşündüğüm bir diğer tek
şey,ne kadar şişman olduğumdu.İstediğim tek şey kilo vermekti!Hiç bir kıyafetimin
bacağımdan yukarı çıkmaması moralimi baya bozdu.Kendimi rahatlatmaya çalıştım
size az önce yazıdığım cümlelerle ama yapamadım,baya bir sorun ettim.Yinede
emzirirken rejim yapmadım,sütüm azalınca zayıflama çabalarına giriştim.
Bu kilo verme takıntısının sebebi
önümüzdeki gerçekçi olmayan örneklerden dolayı olduğunu düşünüyorum.Doğumdan 2 ay sonra podyuma çıkan mankenler,doğurmamış gibi gözükenler…standartları
çok yükseltiyorlar.Etkilenmioruz diyoruz ama etkileniyoruz!!Üzerimizde ki mükemmel
olma baskısı çok fazla.Mükemmel anne,mükemmel bi ev kadını,mükemmel bir iş
kadını ve mükemmel bir vücut.Ne olur inkar etmeyelim,hepimizin hayali bu!Böyle
bir dünya yok tabii ki..Mümkün mü böyle birşey?Hem böyle bir kadın olmanın
‘doğru’ olan olduğunu kim belirlemiş?Mükemmel olmak,mutlu olmak demek değil mi
aslında?Kendimizle barışık olmak.Ama kadınız işte….Hep bir kusur buluyoruz,ben de
buldum,hemde çoooookkk.Umarım sizle kafaya takmamayı başararır,rahat olur ,kimsenin
ne dediğini ve ‘Çok şişkosuuuunnn’ diye konuşup duran o manyak iç sesinizi
takmassınız.Benden daha güçlü olursunuz.
EV HALLERİ
Evin durumu karışıktı.Yeni doğum
yapılınca eve sürekli misafir geliyor haliyle.Bu durum iyi mi kötü mü ben pek
çözemedim.Aslında yeni bir annenin en son ihtiyacı olan şey evde kalabalık.Zaten
hayatın bir anda değişmiş,sen adapte olmaya çalışıyorsun,uykusuzluğa alışmaya
çalışıyorsun,o halde misafir ağırlamak pek yardımcı olmuyor duruma,insan sadece
bebeği ile yanlız kalmaya ihtiyacı duyuyor,rahatça emzirmek,bebeğiyle vakit
geçirmek,ve diğer zamanlarda da uyumak istiyor.Fakat garip olan,yine de
insanları bekliyor olmak.Gelsinler istiyorsun,gelmeyenlere ‘hıııımmmmm bu da
bizi bi tarafına sallamadı yaniiii,çocuğumuz oldu sonuçtaa’ gibi yorumlar
yapıyorsun.Ben yaptım:)
Bu yüzden siz yinede doğum yapanlara gidin,ziyaret edin,garanti olsun:)
Bu yüzden siz yinede doğum yapanlara gidin,ziyaret edin,garanti olsun:)
Doğumdan sonra sanki hiç doğum
yapmamışsında, hamileliğinin 6. yada 7. ayına geri dönüş yapmışsın gibi
takılan karnınız,sizi ilk başta şaşırtabiliyor.Fakat bu karın,rahimin yavaş
yavaş eski haline dönmesiyle,yaklaşık 5-6 haftada normal haline geri dönüyor.Rahimin küçülme yani boyutuna dönme aşamasında, karnınızda regl sancısı benzeri ağrı ve kasılmalar oluyor.Bu can acıtmayan ama varlığını hissettiren sancılar,vucüdunuzun eskiye dönme çalışmalarının ilk habercisi.Özellikle emzirirken,bu sancıları daha çok yaşıyorsunuz.Bunu ilk yaşadığımda,tesadüfen doktorum yanımdaydı,şaşkınlıkla sorduğumda,durumu açıklamıştı.Emzirmenin vücudun yenilenebilmesi ve doğum öncesi haline dönebilmesi için,ne kadar yararlı olduğunun en güzel göstergesi sanırım bu sancılar.Ben bu sancıları tam tamına 40 gün hissettim.Hani kitabına uygun derler ya,aynen öyle oldu:) 40. gün karnım belirgin derecede küçülmüştü,geriye kalanın artık şişlik değil,yağ olduğunu görebiliyordum:)Emzirmenin etkisiyle,aldığım kiloların 8 kg.'ını vermiştim.Ağrılarım tamamen geçmişti.
Bu süreçte,hamilelikte çatlak oluşmaması
için kullanmış olduğunuz kremlerinizi kullanmaya devam etmenizi öneririm.Çünkü
vücudun değişimi hala tamamlanmadığı için,tedbir almakta fayda oluyor.
Göğüsler,başlı başına ayrı bir
hikaye olup çıkıyor.Onlar artık bebeğinize ait,süt üretmekle meşgul,sizden ayrı
çalışan bir organ olup çıkıyor.Böyle kendi hallerinde
takılıyorlar,değişiyorlar,vucüdun bir çok yerine ağrı yapıyorlar,sızıntı
yapıyorlar,kıyafetleri mahvediyorlar,sürekli bir ihtiyaçları var
anlıyacağınız.Lohusalık onlarla baya haşır neşir geçiyor:)
Sürekli bir su içme hali,kana
kana.Özellikle emzirirken aşırı bir ateş basma ve terleme
durumları.Hamileliğin fazlasıyla yaradığı saçlarımda çok fazla dökülme,sapasağlam
tırnaklarımda incelme ve kırılma.Hepsi çok normal,zamanla azalarak geçiyor,gidiyor.Fakat
tırnak kırılmalarım hala geçmedi,hala soyuluyorlar,pıt diye gidiyorlar,doğumdan
sonra bir sene sonra normale döner diyorlar.Son 2 ay,bekliyorum.Olmassa vitamin
takviyesine başlayacağım.Bekliyorum çünkü saçlarım tamire başladı,kafamın her
yerinde,toplarken abuk sabuk her yerden fırlayan,minnak minnak saçlar
fışkırmaya başladı çok şükür.Belki tırnaklar da kendine gelir.
Linea Nigra,yani hamilelikte ki
hormonal değişiklikten dolayı karında oluşan koyu renkli çizgi.Ben geçmiycek
sandım,kendisine artık alışmıştım.10 ay oldu doğum yapalı ve yeni geçti.
Bunlar benim lohusalığımdan bazı
detaylar.Bir kaç da tavsiyem olacak lohusalara,lohusa oalcaklara ve lohusa
yakınlarına;
-Yeni doğum yapmış kişinin çok
yakını değilseniz,ziyaretlerinizi kısa tutmaya çalışın.Yeni anne babaya,sizin yanınızda
rahat edebilecekleri yakınlıktaysanız sorun yok,o zaman onlara çok iyi bile
geliyorsunuz,takılabilirsiniz:)
-Anneler,ne olur uyuyun.Bebeğin
uyuduğu her an uyuyun.Bir kahve içsem,azıcık mutfağı toplasam,biraz televizyon
izlesem gibi hevesler içindesiniz normal ama biraz ertelemek sizin lehinize
oluyor.Uyku süt artışının da,annenin güçlü olabilmesinin de en güzel ilacı.
-Alabildiğiniz kadar yardım alın.Bu
süreç hassas bir süreç,eşiniz,anneniz,kardeşiniz,arkadaşınız…kimi bulursanız
yapışın.Yeni anne olmanın sarhoşluğuyla,ben hallederim diye kendinizi
gerekenden daha fazla yormayın.Bırakın yardım etsinler.
-Bol bol su için
-Göğüslerde oluşabilecek yaralar
için,GARMASTAN krem bir mucize,evde bulundurun derim.
-Bir lohusaya,’Bebek niye ağlıyor
ki?Acaba doymuyor mu?’ sakın ama sakın demeyin!(bunu yapanlar mutlaka
oluyor,bir anneyi daha fazla üzebilecek başka bir cümle daha olamaz)
-Çatlak kremlerine devam edin.Bio
Oil tavsiyem.Hamileliğimde de,lohusalığımda da kullandım.Hiç çatlağım
olmadı.Hamilelikte Lierac krem de kullandım fakat lohusalıkta onu bıraktım.
-Eşinize zaman ayırmaya çalışın,öncelikler listesinin sonunda olabiliyorlar bir süre ama vakit yaratıp gerçekten
konuştuğunuzda size çok iyi geleceğine eminim.Emir’i ilk kez anneme bırakıp
gitmek bana çok iyi gelmişti.Kerem’le başbaşa içilen o kahvenin terapi
kadar faydası olmuştu.
-Anne ve babanın çok yakını
değilseniz,doğum ziyaretlerini kısa tutun,odada kalabalık yaratmamaya çalışın.
-Lohusa yakınıysanız,yemek
yapabilecek vaktiniz varsa,yapıp götürmeniz büyük hayır duası almanıza sebep
olacaktır:)
-Bol bol süt sağın.Zaten sürekli
emzirdiğiniz için fırsat bulunamıyabiliyor.Ben 2 saatte bir,bazen saatte bir emziriyordum,e zaten emzirmnin en az yarım saat sürdüğünü düşünürsek bu süre iyice kısalıyordu.Emir sürekli memede olmak,bütün gün orada takılmak istiyordu.Fırsat bulduğum zamanda Emir’in ihtiyacı kadar
sağıyordum,bir gün sonraya yada 3 saat sonraya gibi…Zaten zamanımın çoğu bu işle
geçiyor diye ekstra sağmadım.Keşke sağsaymışım,keşke vakit yaratsaymışım.Ben
biriktirmeme hatasında bulundum,pişman oldum,siz yapmayın.
Son olarak,lohusa yakınları
olarak anlayışa devam.Anne hala çok hassas ama normale dönemeye az kaldı,dişinizi sıkın biraz daha.Bebeğe
ve anneye bol bol iltifat etmeyi ihmal etmeyin:)
Tüm annelere ve anne adaylarına
sevgiler:)
6 yorum
du hamile arkadaşlara sölüyim :)
YanıtlaSilhazırlık olsun dimi?:))hihi:)
Silgüzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilteşekkür ederim...umarım birilerine faydası dokunur:)
SilHislerime tercümaaaaan.. çok mutsuzum kendimi yalnız ve kapana kısılmış hissediyorum. Bitmeyecek gibi duran bi kısır döngüdeyim. Başaramayacağım korkusu ve hemen her şeyi kendim ya pma isteğiyle doluyum. Gelen yardımları kabul etmek istemiyorum ama muhtaç olduğumu biliyorum. İşte bu daha çok canımı sıkıyor. Gecem gündüzüm birbirine girdi. Pijamalarımı çıkarmıyorum, saçım başım darmadağın, vücudum berbat, evimden eşimden uzaktayım. Hem bebeğim sağlıklı olduğu için şükrediyorum hem böyle ağladığım sızlandığım için kendime kızıyorum hem de bu duygusallıktan çıkamıyorum. Herkes kırkı çıksıın düzelecek herşey diyor. 41. Gün sihirli bir değnek mi değecek? Öğrenmiş mi olacağım anneliği? Mükemmel anne mükemmel eş mükemmel ev hanımı mı olacağım? Hayır. Ama umarım 41. Gün olmasa da en kısa zamanda kendimi iyi hissetmeye başlarım..
YanıtlaSilMerhabalar.Sizi o kadar iyi anlıyorum ki...inanın hissettikleriniz çok normal.Hatta hissetmesiz anormal diyebilirim,çünkü şuana kadar kendini muhteşem hisseden bir lohusa hiç duymadım:)Size kaçıncı gün kendinizi nasıl hissedeceğiniz konusunda ne yazıkki garanti veremem,bu herkes için farklı oluyormuş ama şunu garanti edebilirim,bu hisler geçiyor.Yavaş yavaş kendinizi eskisi gibi hissetmeye başlıyorsunuz ve bu gerçekten yavaş ve adım adım oluyor.Kendinizi hiç sıkmayın,mükemmel olma baskısını kafasınızdan atın,iyi hissetmeye de çalışmayın,sadece yanlız olmadığınızı ve bu hissettiklerinizin normal olduğunu bilin yeterli.Hormonlarınızın çıldırdığını ve eski haline dönmeye çalıştığını,bu sebeple kendinizi kötü hissettinizi bilin.Hayatınızda yaşayabileceğiniz en büyük değişimlerden birinini yaşadığınızı(hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak) ve uyum sağlayabilmek için zaman geçmesi gerektiğini kabullenin.Bol bol ağlayın,boşverin pijamalar da kalsın üstünüzde,nasılsa bir gün hepsi geçicek,kilolar da gidicek,moraller de düzelicek.40.gün değil belki 100. gün ama geçicek.Sonra bir gün bir bakıcaksınız ki,daha iyisiniz.Görüceksiniz,zaman su gibi akıp geçicek.Bu süreçte yanınızda kim varsa yardım alın lütfen,yardım almamak insanı daha çok yıpratıyor ve yardım alırken de vicdan azabı çekmeyin.Kendinize iyi bakın.Size ve bebeğinize sevgilerimi gönderiyorum:)
Sil