Bir bebek,bir köpek
11:27Biri 13 aylık biri 66 aylık iki bebek annesiyim ben.
66 aylık olan,4 ayaklı ilk bebeğimi,evlenir evlenmez aldık yanımıza,o evimize geldiği andan itibaren aile olduk.O bizim ilk bebeğimiz,ilk endişemiz,ilk sorumlulumuğuz,ilk aşkımız,ilk oğlumuz oldu.İsmini de Paşa koyduk.Aslında ben ismini Marley koymak istiyordum,Marley&Me filmini çok sevdiğim ve çok etkilendiğim için için,fakat Kerem bu fikri beğenmedi,bu aralar her köpeğin adı bu filmden dolayı Marley olacak görürsün dedi.Sonuç olarak şuana kadar hiç Marley isminde bir köpeğe rastlamadım fakat Paşa isminde yaklaşık 7464 tane köpek tanıdım.Doğru karar,tebrikler:)Neyse...konuya dönelim.
Paşa kolay bir bebeklik geçirmedi.Şimdi bunu yazarken çok komik geliyor ama zor günler yaşadı.Öncelikle Pet Shop'tan alma hatasında bulunduğumuz köpeğimiz,tabii ki bir süre sonra hastalandı.Uzun süren tahliller ve tekrarlanan hastalıklardan sonra,Petshop'ta verilmesi gereken iç parazit tabletlerinin verilmediğini ve tüm vücudunu,iç organlarını parazitler sardığı anlaşıldı.Bir gece mutfakta yanımda takılıyordu,bir anda keyifsizleşti,bir köşeye gitti kıvrıldı ve bir daha kalkmadı.Yemek yemiyordu,kafasını bile kaldırmıyordu,kuyruk sallamıyordu.Tedavisi uzun ve zordu.Veterinerimiz yaşama şansının düşük olduğunu söylemişti.Şırıngalarla besliyorduk,hergün serumlar takılıyordu,iğneler yapılıyordu,kanlar alınıyordu.
Yaklaşık 10-15 gün sonra bir sabah uyandım,yine içimdeki aynı korkuyla Paşa'nın yanına gittim,'Allah'ım ne olur yaşıyor olsun,ne olur' diye yalvararak kafamı Paşa'nın yattığı yere doğru uzattım ve o beni görünce kafasını kaldırdı,vücuduna büyük gelen o iki kulağını havaya dikti ve deli gibi kuyruğunu sallamaya başladı:)Minik kuzu iyileşmişti.O gün ilk kez mamasını yedi,o günden beri doyuramıyoruz:)
Bol hastalıklı,bol tuvalet temizlemeli,bol 'hayır Paşa' cümlesini kullandığımız bir yıl geçirdik:)Paşa bir yaşına girdiğinde artık çok sağlıklı,kocaman ve haraketliydi.Laf dinlemeye de başlamıştı ve tuvalet eğitimi tamamlamıştı.Evde hiç birşeyi kemirmiyordu,akıllı bir genç adam olmuştu.Çok obur ve hiperaktif bir genç adam.
Bugün kendisi 5 buçuk yaşında,artık çok daha sakin çok daha akıllı ve uslu,kurduğumuz cümlelere kadar anlıyor ve evdeki herkesin ruh halini hissedip ona göre davranıyor.Sinirliysen bulaşmıyor,üzgünsen kucağına yatıp teselli ediyor,ağlıyorsan gözyaşlarını yalayarak temizliyor,tartışma varsa çok panik oluyor araya giriyor,eğer tartışma biraz hararetliyse sinirlenip fiziksel olarak müdahale ediyor.Mutluysan en en mutlu oluyor.Fakat tabii bunların hepsi bir yemek görene kadar,güzel bir yemek kokusu duyarsa hiç birşey umrunda olmuyor:)
Gelelim diğer bebeğe.....13 aylık Emir'e.
Emir bey gayet güzle bir bebeklik geçiriyor,maşallah diyelim.Kendisi doğduğundan beri bağışıklık sistemi kuvvetli.Kolay kolay hasta olmuyor,oluncada kolayca iyileşiyor,maşallah diyelim tekrar:)Emir doğduğunda en büyük korkum,alerjik bünyeli bir bebek olmasıyldı.Hapşursa,öksürse içim gidiyordu,ya Paşa'ya alerjisi varsa,ya ikisini aynı evde tutamassak diye ödüm kopuyordu.Neyse ki hiç bir problem yaşamadık ve bu riski atlattık.Doktorumuzun da Paşa gibi bir Golden Retriever sahibi olması bizim için çok büyük şanstı.Çünkü ilk doktor randevumuzdan itibaren,benim aklımdaki en büyük sorulardan bazıları şunlardı,,Paşa'nın tüyleri,Emir'le ilk tanışması,ilk teması nasıl olmalı?Odasına girmesinde,onu yalamasında problem var mı?
Bu soruların cevaplarını hem köpekleri hem de bebekleri iyi tanıyan birinden almak kadar insana güven veren birşey olamaz,dediğim gibi bu konuda gerçekten şanslıydık.Emir doğmadan öncede ise aynı konuyu veterinerimizle de konuşmuştuk,çünkü Paşa'nın Emir'i kıskanmasını,mutsuz olmasını veya fazla heyecanlanıp üstüne atlamasını istemiyorduk.Hem veterinerimizin hem de çocuk doktorumuzun tavsiyeleriyle,bizim sürecimiz şu şekilde ilerledi;
Emir doğmadan 2 hafta önce Paşa'nın uzun tüylerine veda ettik,kendisi traş oldu,yıkandı,aklandı paklandı.Emir doğduğunda hastanede yanımda annem kaldı,Kerem eve döndü,rutin devam etti,fakat eve dönerken Emir'in ilk gün üzerine giydiği tulumu Paşa'ya götürdü.Paşa tulumu 10 saniye kadar deliler gibi koklamış,daha sonra hiç umru olmamış.İkinci gün de aynı şekildeydi.Üçüncü gün biz hastaneden eve döndük.Eve girmeden önce,ana kucağında olan Emir'i kapının dışında,anneannesiyle beklettik.Önce Kerem ve özellikle de ben içeri girip Paşa'yı sevdik ve öptük,sonra Emir'i de içeri getirdik ve Paşa'nın koklamasına izin verdik fakat yalatmadık.Daha sonra teması kestik,10 gün boyunca Paşa Emir'e dokunmadı,yaklaşmadı fakat onun bulunduğu ortamlarda bulunmasında sorun yoktu,odasına da girmesine izin verdik.Çünkü nasılsa aynı evde yaşıyacaklardı,kaçamazdık.
Daha önce ki yazılarımda da bahsettiğim gibi,ben geceleri emzirirken Paşa beni hiç yanlız bırakmadı,mutlaka her nerede emziriyorsam gelip ayak ucuma yattı.Eğer salondaysak,Emir uyandıysa annem ve benden önce Paşa uyandı.Emir'in ilk ağlamalarında baya panik yaptı,gidip beşiğinin ucunda bekledi,altına girmeye çalıştı.Ben ne kadar uykusuz kaldıysam o da kaldı.
Yaklaşık 1 ay boyunca,biz Paşa'ya her dokunduktan sonra,ellerimize iyice yıkayıp sonra da dezenfektan kullandık.Sonrasında sadece yıkadık ve yavaş yavaş Paşa'nın Emir'e koklamasına ve ayaklardan başlayarak minik minik yalamalara izin verdik.
Emir 3 aylık olduktan sonra en sevdiği şey Paşa oldu.Onu her gördüğünde çok şaşırdı,onu izledi,gülümsedi.5. aydan sonra elini ona doğru uzatmaya başladı.7 aydan sonra Paşa'yı görünce çığlıklar ve kahkalar başladı.Çıldırmalar,ona gitmek istemeler,içine sokulmalar başladı.Biz bu hallerden ititbaren Emir Paşa'ya her dokunduğunda ellerini sabunla yıkamaya başladık.
Bu süreçte Paşa çok değişti.Emir'in eve geldiği ilk gün,herkes Emir'in başında agucuk gugucuk yapıp,Paşa'ya hiç yüz vermediği bir anda orta yere çişini yaptı ve çekti gitti.Biz bunun olabileceğini tahmin ediyorduk,ona kızmadık,normalde olsa çok kızardık,sadece 'hayır' demekle yetindik ve gidip sakince ortalığı temizledik.Sonra herşey normale döndü,bir daha böyle bir tepki görmedik,aksine Paşa tahminimden çok daha anlayışlı ve sakin bir köpek oldu.Ona gösteridğimiz ilgi ister istemez azaldı fakat sevgimizden en ufacık bir eksilme yok ve bence o da bunu hissediyor ve bize biraz mesafe koymamıza izin veriyor.Emir'in oyuncaklarını biliyor ve onlara dokunmuyor,Emir uyuyorsa koridordan geçmiyor.Eğer koridorda kaldıysa,içeri giderken ayağından ses çıkmasın diye yavaş yürüyor.Zaten havlamayan bir köpekti,hala havlamıyor.Fakat bazen Emir'in anneannesinde kaldığı geceler oluyor,o zamanlar resmen eski haline dönüyor,şımarık bir bebek oluyor,evin içinde koşuyor,mutlu oluyor,peşimizden ayrılmıyor ve aşırı heyecanlanıyor.Bu halini görünce resmen içim gidiyor,üzülüyorum ve vicdan azabı çekiyorum.Fakat evimizde bebek olduğu için,şuan ne yazıkki daha fazla ilgi Emir'in üzerinde.
Fakat Emir'in dengesini sağlayamadığı ve yürüme denemleri yaptığı bu dönemde benim işim biraz zorlaştı.Çünkü sürekli Paşa'nın tepesine çıkmak isiyor,tutunarak yürümek istiyor,e Paşa sıkılıyor ve yoluna devam ediyor,bizimki düşüyor yada Paşa o anda hop diye bir anda oturuyor bizimki dengeyi kaybediyor,çok çok dikkat etmem gerekiyor.Paşa'nın canını da acıtmaya başladı.Elini ağzına sokuyor,dilini çekiyor,gözüne parmağını sokuyor,kuyruğunu çok sertçe çekiyor,tüylerini koparıyor.Benim gariban oğlum ise kaçıcak delik arıyor.Artık hijyen olayı kontroleden çıktı,ben de umursamıyorum,eğer Emir ellerini Paşa'ya çok fazla yalatırsa yıkıyorum ama her defasında göremiyorum ki.O yüzden artık takmamaya çalıyorum.Onları kendi haline bırakıyorum.
Ben çocukluğumdan beri bu sahneyi hayal etmiştim.Bir köpek ve bir bebek.O yüzden mutluluğum tarifsiz.Gerisi umrumda değil,kim ne demiş,pismiş,mikropmuş,hiç birine kulak asmıyorum ve inanmıyorum.Hayvan sevgisinin,sağlığı ciddi derecede tehtit eden bir durum olmadığı sürece,diğer herşeyden daha üstün ve faydalı olduğunu düşünüyorum.Emir şuan hayvanlara inanılmaz ilgili,her yerde gösteriyor,kitaplarda bile görse öpüyor.Bir çok hayvanın çıkardığı sesleri çıkarıyor ve onlara karşı çok şevkatli.Bunun her geçen gün daha da güzelleşeceğini ve ona daha iyi geleceğini biliyorum.
Evimi Paşa'sız düşünemiyorum,ona hayvan bile demek bile ağrıma gidiyor.Çünkü insanlar,sanki var olan en vahşi canlı değillermiş gibi,'hayvan' kelimesi hakaret olarak kullanıyorlar.Ömür boyu gücüm ve imkanım olduğu sürece bir sürü 4 ayaklı bebek evlat edinmek istiyorum.Kendime ve çocuğuma gerçek sevgiyi yaşatmalarını ve ailemizin bir üyesi olmalarını istiyorum.
İki bebeğimi de çok ama çok seviyorum:)
8 yorum
ay ben ikisine de kurban olurum :) resimlerine bayıldım . Maşallah ...
YanıtlaSilteşekkür ederiz:)
Silharika bir iş yapmışsınız evcil bebeklerimiz bir çocuğu başına gelecek en iyi şeylerden biridir.. beni oğlum da 4 minik köpekle beraber büyüdü ve aynı şekilde onlar da kaçacak delik ararlardı o inceleme döneminde :-))
YanıtlaSilkesinlikle katılıyorum,hayvanlarla büyüyen çocuklar şanslı çocuklar,sizin ki x4 şanslıymışşş,ne kadar güzel:)
SilÇocuğu olunca kedisinden köpeğinden vazgeçenlere selam olsun :)))
YanıtlaSilçok üzücü bir durum o :( çünkü aslında o kediler,köpekler de gerçekten bebek gibi.Umarım sadece bunun bilincinde olanlar evcil hayvan sahiplenir.
Silallam yaaa fotolar ne şeker ama. paşanın bebekliği ne kadar güzel ama yaa :)
YanıtlaSilçok teşekkür ederimmm..ay sen gerçeğini görücektin,tam ısırmalık,çok tatlı,top gibi birşeydi:)
Sil